Titizlik hastalığı kültürden kültüre değişkenlik göstermekle beraber bizim kültürümüzde daha çok kadınlarda görülmektedir. Yaşam tarzlarından dolayı şehirde yaşayan kadınlarda kırsal kesimde yaşayan kadınlara göre daha fazla görülmektedir.
Mükemmeliyetçi ve kuralcı anne babanın çocukları bu hastalığa daha yatkın olmaktadır. Yani çocuk bu konuda anne babasını model almaktadır. “Lütfen”siz konuşturmama, “misiniz, musunuz” dışında cümle kurdurtmama, en küçük ıslaklıkta ve kirlenmede üzerini çıkarttırma, her şey için el yıkatma gibi davranışlarla sürekli karşı karşıya kalan çocuk, bu davranışları kendisi de farkında olmadan içselleştirecektir.
Çocukluktan itibaren öğrenilerek kazanılan bu olumsuz davranışlar, yine uzman gözetiminde ilaç ve terapi ile terk edilebilir. Kişi olumsuz davranışı bırakma ve olumlu davranışı kazanmak için öncelikle kendisinde sıkıntı oluşturan düşünce ve davranışlarının bir listesini çıkarmalı. Bu liste, kişiyi en az rahatsız edenden başlayarak en çok rahatsız edene doğru sıralanır. Kişi, kendini en az rahatsız edenden başlayarak bırakma çalışmaları yapar.
Toplum tarafından titizlik hastalığı olarak bilinen Saplantı-Zorlantı, psikolojide; “Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu” olarak ifade edilmektedir.
Obsesif, istenmeden bilince gelen ve sürekli tekrarlanan saplantılı düşünceler iken kompulsif, istenmeyen düşünceleri kovmak için yinelenerek yapılan hareketlerdir. Başka bir ifadeyle kişinin iradesi dışında olan ve engelleyemediği düşünce yoğunluğudur. Kişinin bu davranışı istem dışı bir olaydır. Kişi düşüncesinin saçma olduğunu bilmesine rağmen bunu engelleyemez. Engellemeye çalıştıkça, istenmeyen düşünceler daha şiddetli olarak gelir. Bunun sonucunda ise kişi rahatlama adına istenmeyen hareketleri yapar.
Genellikle 18-25 yaşlarında belirgin olarak kendini gösteren bu hastalık tedavi edilmediği zaman ileri yaşlarda etkisini artırarak devam ettirir.
Titizlik hastalığı kültürden kültüre değişkenlik göstermekle beraber bizim kültürümüzde daha çok kadınlarda görülmektedir. Yaşam tarzlarından dolayı şehirde yaşayan kadınlarda kırsal kesimde yaşayan kadınlara göre daha fazla görülmektedir. Yine bu hastalık, sosyoekonomik ve sosyokültürel seviyesi yüksek ailelerle, “günahtır”, “ayıptır” kelimelerini fazla kullanan ailelerde daha fazla görülmektedir.
En çok görülen saplantılı düşünceler
Ocağı, kapıyı, pencereyi kapattım mı? Kapıyı, arabayı kilitledim mi? (En küçük bir ağrıda) kanser miyim? Bunların yanında namazın rekâtlarını karıştırma, abdest alırken uzuvları fazla yıkama düşüncesi, olumsuz düşünceler için sürekli “tövbe tövbe” deme, tabela ve araba plakalarını okuma, apartmanların kaç kat olduğunu sayma gibi davranışları sayabiliriz.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız