Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Allah'a İman Konusunda Gençliğin Sıkıntısı

  • 07 Ağustos 2020
  • 1478 Görüntülenme
  • 452. Sayı / 2020 Ağustos



21. asrın çağdaş gençliği, Allah’ ı açık olarak inkâr etmediği halde, Allah’a hiç bir yetki vermez. Melekleri kabul etmez, cinleri inkâr eder, yağmurun yağmasını, soğuk ve sıcağı, kış ve yazı sadece doğa ile yorumlar. ‘‘Modern bir hukuk devletini çağ dışı bir kitapla idare edemezsiniz” der. Ekonomiden faizi kaldıramazsınız, der. Allah göklere karışsın, biz yeryüzünü idare ederiz, der der der, başından büyük laflar eder... Ama bu adam yine de Allah’ a iman ettiğini söylemeye devam eder...

 

Allah (cc) kendisini anlatırken, tarif ederken iki güzel ismini kullanır. Bunlardan birisi Rab ismi, diğeri ise İlah ismidir, bir insanın iman etmesi için Allah’ı hem Rab hem de ilah olarak kabul etmesi gerekir. Eğer Allah’ı Rab ve ilah olarak kabul etmezse o insan kâfirdir. Yok, Allah’ı Rab kabul eder de ilah kabul etmezse veya Allah’ı ilah kabul edip Rab kabul etmezse bu insan da müşriktir...

 

Yuvarlak bir cümle olarak her insan Allah’a inandığını söyler. Cumhuriyet döneminde üç-beş kâfiri istisna tutacak olursak, bunların dışında kalan herkes Allah’ a inandığını söylemiş ve O’nu açık olarak inkâr ettiğini söylememiştir.

Hatta inancından ötürü işkenceye tabi tutulan nice Müslümanlara işkence edenler de “Biz de Müslümansız” demekten kendisini alamamışlardır. Bir zamanlar Müslümanlığımız; 54 farzlarla kayıt altına alınırken, sonraları 32 farza düşürülmüş, zamanla sadece İslam’ın beş şartı gündemde tutulmuş, daha sonra ise Müslüman olmanın şartı “Elhamdülillah ben de Müslüman’ım” sözü ile noktalanmıştır.

Meseleyi kavrama açısından kısa bir müddet Peygamberimizin yaşamış olduğu asra dönelim ve İslam’a kılıç çeken, Müslümanlara işkence eden bir kaç müşriğin, münafığın inanç yapısına göz atalım. Elinizdeki mikrofonu o dönemde yaşayan Ebu Cehil’e ve Ebu Leheb’e uzatsaydınız ve sorsaydınız, acaba cevapları ne olurdu? Merak mı ediyorsunuz. Onların verdiği cevapları Kur’ an-ı Kerim bizlere haber vermektedir:

‘‘Onlara, kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette Allah, derler.” (Zuhruf, 43/87)

‘‘Onlara: Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir? diye sorsan, mutlaka Allah, derler.” (Ankebut, 29/63)

‘‘Yine onlara: Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir? diye sorsan, mutlaka Allah, derler.” (Ankebut, 29/61)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

452. Sayı Ağustos 2020