Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hususi Fikirler

Mustafa Çelik

Gençliğin Sorunlarına Meşru Çözümler Bulmak İbadettir

  • 07 Ağustos 2020
  • 1138 Görüntülenme
  • 452. Sayı / 2020 Ağustos



Müslüman olarak problemlerine sahip çıktığımız, sorunlarını çözdüğümüz gençlik bizimdir. Problemlerine, sorunlarına sahip çıkmadığımız, çözüm getiremediğimiz gençlik ise bizim değil başkasınındır. Gençliğini başkasına emanet edenlerin yarınları olmaz. Gençliksiz kalmış Müslümanların başı esaretlerden kurtulamaz. Gençliğin problemlerine meşru çözümler getirmek, Müslüman ferdin, Müslüman ailenin, Müslüman cemiyet ve Müslüman devletin asli görevleridir.

 

Gençliği helaller dairesinde tutmak, onu çözülemez problemlerden korumaktır. Helal dairesi keyfe kâfidir. Helaller dairesini daraltmak suretiyle gençliğin problemlerini çözmeye kalkışanlar, işlenen haramların sayılarını çoğaltmaktan öteye geçemezler. Gençlere helaller dairesini daraltmaya kalkışmadan helalleri sevdirmek, gençliği haramların esaretinden kurtarmaktır.

 

 

İslâm toplumu bir fikir ve zikir toplumudur. İslâm toplumunda bilenler olduğu gibi, bilmeyenler de vardır. Kur’an-ı Kerim’de bilmeyenler, Ehl-i Zikr’e yani Ehl-i İlm’e havale edilmişlerdir. Rabbimiz buyuruyor: “Senden önce de ancak, kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.” (Nahl, 16/43)

Bu ayet-i kerimeye göre ümmetin gençleriyle âlimlerinin buluşmaları kaçınılmazdır. İslâm’da âlimler, gençliğin sadık adresleridir. Gençlere kapalı olan âlimler, kendi âlimliklerini zayi etmiş zalimlerdir.

Gençliğin anne-babaları, toplum, ümmet, ulema ve umera üzerinde birtakım hakları var, anne- babaların da, toplumun, ümmetin, ulema ve umeranın da gençliğin üzerinde hakları var. İslâm’da haklar Allah’ın vergisidirler ve vazgeçilmezdirler. Bu haklara sahip olmak için insan olarak dünyaya gelmek yeterlidir. Hatta vücûb ehliyeti açısından bakarsak anne karnına düşmüş olmak da yeterlidir (Bkz.Ahsikesî, Müntehabu’l-Hüsamî, Sh: 290-355 (şrh. Allame Ebu M.), Karachi: el-Büşra/ 2015) Dolaysıyla hiçbir Müslüman anne-babanın, toplumun ve topyekûn olarak ümmetin, ulemanın ve umeranın gençliğin sorunlarına, problemlerine karşı vurdumduymaz davranmaları meşru değildir. Gençliğini şer güçlerine emanet edenlerin İslâm ümmetine mensubiyetleri meşkûktür.

Müslüman olarak problemlerine sahip çıktığımız, sorunlarını çözdüğümüz gençlik bizimdir. Problemlerine, sorunlarına sahip çıkmadığımız, çözüm getiremediğimiz gençlik ise bizim değil başkasınındır. Gençliğini başkasına emanet edenlerin yarınları olmaz. Gençliksiz kalmış Müslümanların başı esaretlerden kurtulamaz. Gençliğin problemlerine meşru çözümler getirmek, Müslüman ferdin, Müslüman ailenin, Müslüman cemiyet ve Müslüman devletin asli görevleridir. Gençlerin problemlerini çözmek için öncelikle asrın diğer olumlu veya olumsuz getirilerini ele almalıyız ve sağlam bir itikadı ve hakka riayeti gerçekleştirmeliyiz ki Kur’an’ın hedeflediği ahlak, gençlerimizin vicdanlarında makes bulsun ve sühuletle tezahür etsin. İslâm, bir Rabbanî değerler bütünüdür. Gençliğin problemlerini çözüme kavuşturma hususunda yapılması gereken; değerler eğitimi ile gençliğimizin dinamizmini iyiye, güzele yönlendirmek ve onlara hüsn-ü misal olmaktır. Rasûlüllah (sav) buyuruyor: “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha kıymetli bir miras bırakmamıştır.” (Sünen-i Tirmizî, “Birr”, 33)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

452. Sayı Ağustos 2020