İslam, zaman ve mekân üstü bir sistemdir. Hayatın ihtiyarlık dönemine, günün namaz ve ibadet bölümüne, cami ve medrese köşesine terk edilemeyecek, hayatın bütününü câmi‘ bir saadet ve kurtuluş nizamıdır. İnsanı dünyada da ahirette de huzur ve selamete kavuşturacak yegâne yoldur.
İslâm’a teslim olan birer Müslüman olmamız; her nefesimizin bir imtihan, her anımızın bir emanet olduğunu unutmadan, emaneti sahibinin istediği gibi kullanma gayret ve sorumluluğunun idrakinde olmamızdır.
Allah-û Teâla’ya kulluğunu seccadede, camide, üzerinden çıkarıp da astığı cübbesinde, başından çıkarıp da cebine koyduğu takkesinde unutanlar; hastalanmadan acziyetini, muhtaç hale düşmeden Allah’a karşı fakirliklerini hatırlayamayanlar; şu fani dünyada ebediymiş gibi planlar kurup da Rablerini ve ölümü unutanlar; kulluk diplomalarının dağıtılacağı o dehşetli günde isimlerini kulluk defterlerinde göremeyecek olanlardır.
Yeryüzünde ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde Müslüman olmak ve Müslüman kalmak, Allah’ın muradına göre Müslüman olmaktır. Allah’ın inzal ettiği Kur’an’ın temel maksadı; dünyayı açıklamak, dünyaya anlam kazandırmak, insanın çevre ile baş edebilmesini, kendi varoluşunu omuzlayabilmesini, başkaları ile birlikte yaşayabilmesini aile, cemiyet ve devlet seviyesinde sağlamaktır
Müslüman, varlık sebebi İslâm olandır. Müslüman, İslâm’a kayıtsız şartsız gönül rızasıyla teslim olandır. İslam; zamana, mekâna, insana göre değişmeyen, eğilip bükülmeyen, zamanlar ve mekânlar ile asla ve kat’a mukayyet kılınması mümkün olmayan değişmez doğrular nizamıdır. İslam, zaman ve mekân üstü bir sistemdir. Hayatın ihtiyarlık dönemine, günün namaz ve ibadet bölümüne, cami ve medrese köşesine terk edilemeyecek, hayatın bütününü câmi‘ bir saadet ve kurtuluş nizamıdır. İnsanı dünyada da ahirette de huzur ve selamete kavuşturacak yegâne yoldur. İslam, Müslümanın üzüntüsünün de sevincinin de derdinin de dermanının da gözyaşının da tebessümünün de ismidir. Yani Müslüman, sadece Allah için gülen, Allah için üzülen, konuşacaksa Allah için konuşan, sustuğu zaman ancak Allah için susan, Allah için koşan, Allah için bakan, duyan, hisseden ve yaşayan kişidir. Müslüman, Allah yolunda adayan ve adanandır. Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetini hayatın bütün kademe ve karelerine hâkim kılmaya çalışandır. Müslüman kendi hayatından miskali zerre sahte ilahlar pay ayırmayandır. Rabbimiz buyuruyor: “De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am, 6/162)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız