Kimse önündeki karamsar tabloya bakarak umutsuz olmasın. Yarın ve öteler bu ümmet’indir. Bu ümmet, yeryüzü egemenliğine kavuşacaktır. Zamanını ancak Allah bilir ama yarın, böyle bir hâkimiyete gebedir.
Allah, kimi bir fidan gibi dikmeyi dilemişse onun için büyük bir hayır dilemiştir. Anne-babalar yavrularını Allah’ın bahçesine bir fidan olarak adamayı bilmelidirler. Bu fidan, ilimle şekillenebilir, infakla şekillenebilir, ibadetle şekillenebilir. Allah’ın rızasını kazandıracak her ne varsa o, bu bahçenin bir fidanıdır.
Yazılan yazılar, yapılan konuşmalar, okuyanın ve dinleyenin anlaması içindir. Bir tür pişmiş yemeği sunmak için yazı yazılır, konuşma yapılır. Bir de okuyucunun ve dinleyenin, kendisinin anlaması için önüne konanlar vardır. Bizim, mü’minler olarak Allah’ın Kitabı Kur’an’a ve Peygamber’ in (sav) Sünnet’i olan hadislere bakışımız böyledir. Her ayet ve hadis, bizim için düşünülüp sonuçlar üretilecek kaynaklardır. Peygamber (sav) ile aramızdaki mesafe uzadıkça bu iki kaynağı böyle bir mantıkla ele alma oranı da gitgide gerilemiştir. En rahat anlaşılabilecek ayet ve hadisler bile bir açıklayıcı ile anlaşılır hâle gelmiştir. Bir de “Yanlış anlarsam?” endişesi buna ilave olunca mesafe uzamıştır.
Aşağıdaki hadisler, şerh etmeden de anlaşılabilecek kadar açıktır. Buna rağmen bir iki cümle ile yardım edilerek anlaşılması kolaylaştırılmıştır. Bizzat Peygamber’in (sav) dilinden, günümüzü anlamaya yardım edecek, yarınla ilgili ipucu verecek şu mübarek hadislere dikkat edelim:
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız