Batı'nın ırkçı anlayışının ve ırk ayrımı politikasının temelinde sömürgecilik ve sömürgeleştirilen ülkelerden Batı'ya köle olarak kullanılmak üzere götürülen insanların soylarının da köle ve hizmetçi olarak kullanılması amacına dayalı stratejisi var.
Aynı ırkçı yüz mülteciler meselesinde de karşımıza çıktı. Normalde bu meseleden çok yönlü rant elde etmeye çalışmalarına rağmen yine de kapılarına dayananlara çirkin ırkçı duygularla muamele ediyor, kucağında çocuk olan bir kişinin ayağına çelme takıyor, merhamet isteyenlere tekme atıyor, imdat isteyenlerin suratlarına yumruk indiriyorlar.
Bir dönem ırkçılığı resmî siyaset haline getiren sonra bunu bir ayıp sayan Batı son dönemde özellikle İslamofobi temelli siyasetiyle Müslüman azınlıklara karşı kin ve nefret duygularını tahrik etmek suretiyle kendini yeni bir ırkçı politikanın içinde buldu.
İslam beşeri açıdan bütün insanları eşit tutmaktadır. Üstünlük kazanmayı ise insanın kendisine bırakmıştır. Çünkü üstünlük takvadadır ve her insan kendi özel çabalarıyla takvayı elde edebilir. Burada etkili olan insanın kendi iradesidir. İradesini aşan unsurlar değildir.
Irkçılık Cahiliye Çağrısıdır
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:
"Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır." (Hucurat, 49/13)
Cenabı Allah (cc) Adem ve Havva'dan çoğalan insanları yeryüzünde muhtelif renk, dil ve kavimlere ayırmıştır. Bazıları siyah, bazıları beyaz tenli oldukları gibi Türk, Kürt, Arap, Farisi ve bunlara benzer muhtelif kavimlere ayrılmışlardır. İnsanların bu şekilde yaratılmaları, Cenabı Allah (cc)'ın varlığına, birliğine ve gücüne delalet eden ayetlerdendir. Nitekim bir ayet-i kerimesinde de şöyle buyurur: "Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır." (Rum, 30/22)
Değişik kavimlerin ve kabilelerin varlığı ihtilafa düşüp birbirlerine üstünlük taslamaları için olmadığı gibi birinin diğerini hor görüp köleleştirmesi için de değildir.
Batı'nın Irk Ayrımı Politikasının Temelinde Sömürgecilik Var
Batı'nın ırkçı anlayışının ve ırk ayrımı politikasının temelinde sömürgecilik ve sömürgeleştirilen ülkelerden Batı'ya köle olarak kullanılmak üzere götürülen insanların soylarının da köle ve hizmetçi olarak kullanılması amacına dayalı stratejisi var.
Sömürgeciliğin başlaması ile birlikte Avrupalılar, sömürgeleştirdikleri ülkelerden taşıdıkları materyalleri kullanarak ekonomik güçlerini artırmaya başladılar. Bu arada teknik alandaki yeni buluşlar da ekonomik gücün artmasına önemli katkı sağlıyordu. Bu ekonomik büyüme özellikle Amerika kıtasının keşfi büyük bir iş gücü ihtiyacı ortaya çıkardı. İşte ihtiyaçlarını karşılama konusunda herhangi bir ahlaki ve insani ölçü tanımayan Avrupalılar gelişen ekonomilerinin ortaya çıkardığı iş gücü ihtiyaçlarını karşılamak için de köle ticaretine ağırlık verdiler.
Batılılar Afrikalı siyah insanları köle olarak toplayıp götürdükten sonra onların üzerinde kalıcı bir üstünlük kurabilmek ve onların soylarından gelen insanları da köle ve hizmetçi olarak kullanabilmek için bir ırk ayrımı politikası ortaya çıkardılar. ABD'de beyazların siyahlara üstünlüğünü resmen tasdik eden ve siyahların beyazların yararlandığı bazı hizmetlerden yararlanmalarını yasaklayan kanunlar 1960'lı yıllarda kaldırıldı.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız