Ä°slam Aleminden
İşgal rejiminin başbakanı Netanyahu, ateşkes anlaşmasının birinci aşamasının bittiği 2 Mart tarihinden itibaren Gazze'nin bütün kapılarını kapatmak ve elektriklerini de tamamen kesmek suretiyle bölgede yaşayan iki buçuk milyona yakın insanı açlığa ve susuzluğa mahkûm etmek amacıyla insanlık dışı vahşi uygulamalarını daha da şiddetlendirdi.
Suriye'de yeni yönetimin istikrarlı bir yapı oluşturmasını ve sistemini oturtmasını engellemeye çalışan güçler birtakım fitne unsurlarını devreye sokmak için bazı oyunlar oynamaya çalıştılar. Bu amaçla siyonist işgal rejimi güneydeki Dürzi kesimi kullanma amaçlı dümenler çevirmek istedi. İran da Baas rejimi kalıntılarını devreye sokarak Akdeniz sahiline bakan Lazkiye ve Tartus civarındaki Nusayri unsur üzerinden bir dümen çevirmeye çalıştı. Ama bu oyunların hepsi boşa çıktı ve yeni yönetimin güvenlik güçleri Lazkiye ve Tartus'a yaptıkları güvenlik operasyonlarıyla eski rejim kalıntılarını etkisiz hale getirdi.
Bayramlar sevinç ve mutluluk günleridir. Müslümanların ortak bayramları aynı zamanda ortak sevinç ve mutluluk günleri olarak değerlendirilmesi gereken zamanlardır. Ama ne yazık ki İslam dünyasının bazı bölgelerinin işgal edilmiş olması bazı bölgelerinin de zulüm rejimleri tarafından yönetilmesi sebebiyle Müslümanlar bayramlarında hakkıyla bir sevinç ve mutluluk yaşayamıyorlar. Buna rağmen yine de bayramın hakkının verilmesi ve anlamına uygun bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Ama bu arada karşı karşıya olduğumuz gerçekleri de gözden uzak tutamayacağımızı, ümmetin tam bir bayram sevinci yaşayacağı büyük zaferlere Yüce Allah'ın bizleri kavuşturması için çaba sarf etmeye devam etmemiz gerektiğini de unutmamalıyız. O yüzden biz bu ayki yazımızda İslam âleminin, mübarek Ramazan ayının ardından idrak ettiği bayramın yaşandığı günlerde dünya Müslümanlarının karşı karşıya olduğu durumla ilgili genel bir değerlendirme yapmak ve özet bilgiler vermek istiyoruz.
Bu sıralarda yine en büyük acımız ve sıkıntımız Filistin'dir. Ribat'ın geçen ayki sayısı için yazdığımız yazıda siyonist işgal rejiminin, genelde taahhütlerine uymaması ve özelde son ateşkes anlaşmasının şartlarına riayet etmemesi hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştik. İşgal hükümetinin eli kanlı başbakanı Netanyahu ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi için müzakerelerin başlamasını engelledi. Müzakerelerin başlamasını bizzat işgal hükümetinin başbakanı Netanyahu'nun engellediğini işgal rejiminin iç istihbarat teşkilatı Şabak'ın başkanı Ronen Bar dile getirdi. Bu gerçeği dile getirmesinden dolayı da Netanyahu tarafından istifaya zorlandı. Ancak o bunu kabul etmeyince Netanyahu kendisini görevden aldı. Bar, açıklamasında işgal hükümetinin bakanlarına, Netanyahu'nun gerçeklerin açığa çıkarılmasını engellemesi sebebiyle kendilerinin asıl önemli olan hususları bilmediklerini dile getirmek suretiyle Netanyahu'nun pek çok kirli işinin bulunduğunu ve bütün bunları kendisinin siyasi çıkar hesapları için yaptığını ima etti.
İşgal rejiminin başbakanı Netanyahu, ateşkes anlaşmasının birinci aşamasının bittiği 2 Mart tarihinden itibaren Gazze'nin bütün kapılarını kapatmak ve elektriklerini de tamamen kesmek suretiyle bölgede yaşayan iki buçuk milyona yakın insanı açlığa ve susuzluğa mahkûm etmek amacıyla insanlık dışı vahşi uygulamalarını daha da şiddetlendirdi.
Önceden de ateşkes anlaşmasına yeterince uymayarak saldırılarda bulunan ve Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi'nin raporuna göre ateşkes sürecinde bile Gazze'de 48 saatte ortalama 7 kişiyi katleden işgal ordusu 18 Ramazan/Mart gece yarısından sonra insanların sahura hazırlandıkları bir sırada geniş çaplı hava saldırıları başlattı. Bu kez saldırılarda açık alanlardaki çadır kampları ve tamamen sivil insanlar hedef alınmıştı
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız
