Herkes kurban olduğu merciin değerini kazanır. İnsanın uğruna kurban olduğu, kurban verdiği değer yüce ise onunla birlikte insan da yücelir. Uğruna fedakârlık yaptığı değersizse bu yanlış tercihinin kurbanı olur. Yanlış tercihlerin kurbanı olmak, en değerli sermaye olan ömrü bir hiç uğruna harcamak demektir.
Bugün kurbanlar çeşit çeşit, kurbanlıklar boy boy. Babalar oğullar ve kurbanlar. Kimin kime kurban olduğu, kimin kurban kestiği, kimin kurbanlık olduğu çok belli değil. Bugün Gazze'de nice çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar, masumlar kurban ediliyor. İslam dünyasının ve sözde medeni dünyanın gıkı çıkmıyor. Ümmeti Muhammed olarak şu kurban bayramı atmosferinde kendimizi ve neslimizi kimlere kurban veriyoruz, bir daha düşünmemizde yarar var.
Kurban ibadeti dünya kurulalı beri var olan bir ibadettir. Hz. Âdem'in iki oğlu kurban ibadetiyle imtihana tabi tutulmuşlardı. Hz İbrahim ve İsmail'in kurbanla sınavları onların imanlarındaki samimiyet ve sadakatlerini ortaya çıkarmıştı.
Kök itibarıyla kurban; kurbiyyet; "yakınlık", "Allah'a yakınlık" makamıdır. "Kurbanlık" kesilen hayvana verilen addır. İbadet olarak Kurban; Kendisiyle Allah'a yaklaşılan şey anlamına gelir. "Allah'a ibadet ve yakınlaşma niyetiyle, belirli bir vakitte, belirli bir hayvanı usulüne uygun biçimde kesmek" demektir. Kurban kuru bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşruiyeti sabit olan bir ibadettir, Allah Teâlâ'nın ihsan buyurduğu nimetlere teşekkür eylemidir.
Her dinin evrenselliğini belirleyen sembolleri vardır. Ezan, cami, namaz, minare. gibi kurban ibadeti de İslam'ın sembollerinden birisidir. Cüneydi Bağdadi: "Mina'da kurban kesen bir mümin eğer nefsinin bütün arzularını boğazlamazsa kurban kesmiş olmaz" diyor. Yunus, kurbanı:
"İsmail'em Hak yoluna canım kurban eyledim,
Çün bu can kurban sana ben koç kurbanı neylerim." diye terennüm eder.
Aslında herkes birilerine kurban olur. Kimisi, dinine, kimisi vatanına, kimisi mal, mülk ve servetine, kimisi "Kurban olam ben o kaşı karaya" türküsünde olduğu bir sevgiliye canını verecek kadar bağlıdır. Herkes kurban olduğu merciin değerini kazanır. İnsanın uğruna kurban olduğu, kurban verdiği değer yüce ise onunla birlikte insan da yücelir. Uğruna fedakârlık yaptığı değersizse bu yanlış tercihinin kurbanı olur. Yanlış tercihlerin kurbanı olmak, en değerli sermaye olan ömrü bir hiç uğruna harcamak demektir. Peki, bizim kurbanımız ne?
Bize hoş gelen ne varsa; önce nefsimizi, sonra sevgilimizi, anamızı, babamızı, konumumuzu, evladımızı, paramızı, malımızı, mülkümüzü yani İsmail'imiz her ne ise Allah yolunda onu feda ederek kurbanı amacına uygun hale getirebiliriz.
Kişi kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğer ve kulluk bilincini canlı şekilde ortaya koyar. İnsan, kurban keserken; şirk, cimrilik ve tüm kötü alışkanlıkları da kurbanla birlikte kesip atmalıdır
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız