Mevlid Okumanın İtikâdî-dinî Hükmü , Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana Ä°tikattan Soruyorlar

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Mevlid Okumanın İtikâdî-dinî Hükmü

  • 31 Ekim 2024
  • 88 Görüntülenme
  • 503. Sayı / 2024 Kasım



İslam inancı açısından Mevlîd-i Şerif, ibadet-i mersume'nin bir parçası değildir. Hiçbir Allah'ın kulu da bunun şekle bağlı bir ibadet olduğunu iddia edemez. İbadetleri Yüce Allah belirlemiştir. Mevlid geleneği, medeniyetimizin ve dini kültürümüzün bir parçasını oluşturur.

Mevlid, hem samimi dindarlığın estetik bir forma bürünmesi ve hem de Müslüman kimliğinin inşa edilmesi aracıdır. Aynı zamanda dindarlığımızı, kimliğimizi, benliğimizi yabancılaşmaya karşı korumada yardımcı bir unsurdur. Bu anlamda âlimlerimiz Hz. Peygamber'e sevgi ve bağlılığın bir göstergesi olması yanında çeşitli ibadet ve hayırlara vesile olması bakımından da mevlid kutlamalarının itikadî-dinî yönden meşru bir davranış olduğunu söylemişlerdir.

"Kandil gecelerinde veya özel günlerde cami ve evlerde mevlid adı verilen merasimler yapılmaktadır. Bu merasimlerde Süleyman Çelebi'nin Vesîletü'n-Necât adlı eseri okunmakta, aralarda Kur'an ve ilahilere de yer verilmektedir. Mevlid okumanın itikâdî-dini hükmü nedir?"

Arapça'da "mevlid"; "doğum, doğum yeri ve doğum zamanı" gibi manalara gelen "velâdet" sözcüğünden türemiştir. (İsfehânî, el-Müfredât, İstanbul, 1986, s. 836) Mevlid, Hz. Peygamber (sav)'i çeşitli açılardan anlatan mesnevi türünde manzum eserlerdir. İslam tarihinde nasıl ki Siyer-i Nebi, Nat'ı Şerif gibi eserler yazılmışsa, Mevlid-i Nebi gibi eserler de yazılmıştır. Bu tür eserler halka Hz. Peygamber (sav)'in sevgisini anlatan bir tür siyerlerdir. Edebi bir tür olarak Mevlid risaleleri, içerik olarak Peygamber Efendimizin doğumundan, doğum anında meydana gelen olağanüstü olaylardan, mucizelerinden, güzel niteliklerinden, vasıflarından, bir bütün olarak hayatından, yüce ahlakından, hatta vefatından bahseder. İslam dünyasında bu alanda birçok mevlit türü eserler yazılmıştır. Biz de yazılan bu eserler arasında en meşhur olan Süleyman Çelebi'nin (v. 1409/1422) "Vesîletü'n-Necât" adlı eseridir. Bu eserde konular abartıdan uzak, Kur'an ve sünnetten mülhemle, siyer kitaplarına atıflarda bulunularak sistematik bir bütünlük içerisinde ele alınmıştır. Ayrıca meselelere ehl-i sünnet açısından bakılmıştır.

Süleyman Çelebi'nin "Vesîletü'n-Necât" adlı bu eserinin her bir mısraı şiirsel bir dille Peygamber sevgisini gönüllere işleyen bir niteliğe sahiptir. Bu sevginin tezahürleri, yeryüzünde Müslümanların vahdetini, birliğini sağlamada, ruhsal ve manevi alanda atmosfer oluşturmada çok etkilidir. Kur'an'da geçen bir ayette Allah sevgisinin yansımasının Rasûl-i Ekrem'e ittibadan geçtiği anlatılır: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir." (Âl-i İmrân, 3/31) Bu ayette, Hz. Muhammed (sav)'e uyma, hem Allah sevgisinin ayrılmaz bir parçası ve hem de O'nun mağfiretine mazhar olmanın ön şartı olduğu bildirilmiştir. İşte Süleyman Çelebi'nin Vesîletü'n-Necât adlı bu manzum eseri sanki bu ayetin tefsiri gibidir.

Kelime-i şahadette hem Allah'a ve hem de Peygambere iman dile getirilir. Kur'an, Allah'la peygamberin arasını ayırmaz, ayırmak isteyenleri de şiddetli bir şekilde reddeder

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

503. Sayı Kasım 2024