Su, hayat kaynağıdır, varlıkların asıl maddesi sudur, yine varlıkların varlıklarını sürdürebilmeleri suyla mümkündür. Vahiy de insanın can damarı, hayat kaynağıdır. Hayatın anlamlı hale gelmesi ancak vahiyle mümkün olacaktır. Gönüller vahiyle doyuma/itminana erişir, gönüller vahiyle huzur bulur, tereddüt ve şüpheler vahiy gerçeğiyle buluştuğunda yok olur, zihinler vahiyle aydınlanır ve ikilemlerden kurtulur.
Taşkın sel sularının cürufu sürükleyip götürdüğü gibi, vahyin taşkın akan hakikatleri de batılın yansıması olan tereddüt ve şüpheleri süpürür gider. Vahiy, girdiği kalpte durup kalmaz, onu doldurur, coşturur, harekete geçirir, koşturur. Vahiyle beslenen gönül ve zihin sahiplerinin dillerinden hakikatler dökülür, hallerinden salih ameller ortaya çıkar.
أَنزَلَ مِنْ السَّمَاءِ مَاءً فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَدًا رَابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَاءَ حِلْيَةٍ أَوْ مَتَاعٍ زَبَدٌ مِثْلُهُ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللَّهُ الْحَقَّ وَالْبَاطِلَ فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاءً وَأَمَّا مَا يَنفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي الْأَرْضِ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ
"Allah gökten su indirir, dereler onunla dolar taşar. Sel, üste çıkan köpüğü alır götürür. Süslenmek veya faydalanmak için ateşte erittiklerinizin üzerinde de buna benzer bir köpük vardır. Allah, hak ve batıl için söyle misal verir: Köpük uçup gider, insanlara fayda veren ise yerde kalır. Allah bunun gibi daha nice misaller verir." (Ra'd, 13/17)
Bir önceki ayette sor bakalım, "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir? Allah'tır, de." (Ra'd, 13/16)denilerek hem soru sorulmuş, hem de cevabı verilmişti. Ayette soruyu soran Yüce Allah, soruya farklı bir cevap verilmesine fırsat vermeden, doğru cevabı da kendisi söylemişti. Bu ayette de gökleri ve yeri yaratanın, gökten yere yağmuru yağdıran olduğu çarpıcı bir şekilde anlatılmaktadır.
Gökten yağışların yere düşmesi, gökle yerin buluşmasıdır. Tıpkı bunun gibi ilahî yardımlar ve azaplar da yukarıdan gelir. İnsanlığın manevî gıdası vahiy de yukarılardan gelir.
Yağan yağmurla beraber yerde sular birikir, vadiler dolar ve büyük akıntılarla seller oluşur. Seller dereleri vadileri aşıp coşkun bir şekilde akarken köpükler oluşur. Tıpkı potada eritilen maden eriğinin üzerinde oluşan köpükler gibi. Sonuçta her ikisinde de oluşan köpükler uçar gider, asıl fayda veren su yahut maden geride kalır. Aslında sütün, ayranın üzerinde de köpükler oluşur, ancak o köpükler sütün ve ayranın yağlı ve lezzetli oluşuna işaret eder. Ancak, akarsu üzerindeki yahut potada kaynayan maden eriyiğindeki köpükler öyle değildir.
Hak ile batılın misali de buna benzer. Hak devamlı ve kalıcıdır, batıl ise saman alevi yahut köpük gibi uçucu ve kaybolup gidicidir. Kirler ve ağırlığı olmayan atıklar da köpükle beraber kaybolur gider. Hak varken, batıla yer yoktur. Hak gelince batıl zâil olmaya mahkûmdur. Şayet bir yerde batıl gündemde ise bu, orada hakkın net bir şekilde ortaya konulamayışındandır.
Su, hayat kaynağıdır, varlıkların asıl maddesi sudur, yine varlıkların varlıklarını sürdürebilmeleri suyla mümkündür. Vahiy de insanın can damarı, hayat kaynağıdır. Hayatın anlamlı hale gelmesi ancak vahiyle mümkün olacaktır. Gönüller vahiyle doyuma/itminana erişir, gönüller vahiyle huzur bulur, tereddüt ve şüpheler vahiy gerçeğiyle buluştuğunda yok olur, zihinler vahiyle aydınlanır ve ikilemlerden kurtulur
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız