Tövbeleri kabul etmek Allah'a zorunlu değildir. Bu konuda O'nun bağışı ümit edilir. O dilerse affeder, dilemezse affetmez. Bu konuda mümin ümit ve korku arasında olmalıdır. Çünkü "Allah, dilediğinin tövbesini kabul eder." Tövbenin kabul edilmesi doğrudan O'nun ilahi meşieti ve dilemesiyle ilgili bir konudur. Nasıl ki, namazın, orucun, haccın ve zekâtın bir takım erkânı ve şartları varsa, günahlarımızdan dolayı, yapacağımız tövbelerin de birtakım rükünleri ve şartları vardır.
Hak dine inanmayanların tövbesi ona iman etmektir; iman, daha önceki inkârcılıkla o hal içinde işlenmiş günahların bağışlanmasını sağlar. Hak dine inananlar bilerek ve isteyerek günah işlemiş olurlarsa bunların tövbesi de yaptıklarından pişmanlık duymaları, samimi olarak Allah'a yönelip bir daha günah işlememek üzere söz vermeleriyle gerçekleşir.
"Hocam, Nisa Suresi 17.ayetinde : "Allah'ın kabul edeceği tövbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tövbe edenlerin tövbesidir; işte Allah bunların tövbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir" (Nisa, 4/17) buyruluyor. Bu ayetle ilgili olarak size sormak istediğim husus şudur: Burada tövbenin kabul edilmesi için bilmeden kötülük yapmak ve sonrasında hemen tövbe etmenin kabul edileceğinden bahsediliyor. Biz zaman zaman günaha düştüğümüzde onun günah olduğunu bilerek işliyoruz ve ardından hemen tövbe etmediğimiz, örneğin 5-10 yıl sonra pişman olup o günkü günahımıza tövbe ettiğimiz de oluyor. Bu durumda bizim tövbemiz kabul şartlarını taşımıyor mu? Bu şekilde tövbe kabul edilmiyor mu?"
Tövbe, şuurlu bir şekilde günahları terk etmek ve yön değiştirmektir. Tövbe, bir çeşit, itirafta bulunarak, yapılanlardan özür dileme şeklidir. Aynı kökten gelen "tevvâb" ise, pişmanlık işini çok yapan kimse demektir. Bu bağlamda, tövbe lafzı hem Allah hakkında ve hem de insan hakkında kullanılır. İnsan hakkında, günahları terk etmeyi, Allah hakkında ise, cezalandırmaktan dönmeyi ifade eder. Çünkü Allah'ın kendisine tövbe eden ve yönelen kulları çoktur. O, isterse kendisine tövbe ile yönelen kullarının her türlü günahlarını affeder. Yine O, isterse, tövbe eden bir günahkârı hiç günah yapmamış gibi rahmetiyle tertemiz hale getirebilir.
İslam inancında, hiçbir günahkârın tövbe ile affolunamayacak bir günahı düşünülemez. Bilindiği gibi büyük günahların başında şirk gelir. Allah, kulunun tövbesi ile dilerse onu da bağışlayabilir. Kur'an'da: "Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz" (Nisa, 4/48) ayeti, tövbe etmeyenler hakkındadır. İslam'ın ilk yıllarda Mekke toplumunda birçok müşrikin İslam'a girdiğini görürüz. Adı şirk bile olsa, eğer bir kimse yaptığı hatadan dolayı Allah'tan bağışlanma ve pişmanlık dilerse, onun bağışlanacağı ümit edilir. Kur'an-ı Kerim'de geçen bir ayette de Müslüman olan bir kimsenin geçmişteki günahlarının bağışlanacağından bahsedilir: "O inkar edenlere de ki: Eğer (küfürlerinden) vazgeçerlerse geçmişteki günahları bağışlanır.." (Enfal, 8/38) Hz. Peygamber (sav)'den gelen bir rivayette de: "İslâm, kendinden önceki günahları yok eder" buyrulmuştur
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız