El-Muğnî; Ğanî olan Allah'ın dilediği kişiyi, bu güçten istifade ettirerek her türlü ihtiyaçtan kurtarması demektir. Kullarından dilediğini muhtaç olmaktan kurtarıp mal mülk vererek, zengin hâle getirendir. Mutlak cömert ve nimet, ihsan ve lütuf sahibi olandır.
İçinde bulunmuş olduğumuz fakru zaruret ve muhtaçlığımız konusunda, ihtiyaçlarımızı giderecek ve bizi zengin kılacak sadece ve sadece Rabbimiz Allah (cc)'dür. İnsanlardan medet bekleyerek değil, durumumuzu ahvâlimizi Rabbimize arz ederek O'ndan ihtiyaçlarımızı gidermesini istemeliyiz.
EL-MUĞNÎ: "Sözlükte, zengin olmak, ihtiyacı bulunmayıp müstağni kalmak, anlamındaki ğınâ (ğanâ') kökünün if'al kalıbından türemiş bir sıfat olan muğnî, istediğini istediği kadar zengin eden, zenginlik verip tatmin eden, demektir." (Kelâm Terimler Sözlüğü, Bekir TOPALOĞLU - İlyas ÇELEBİ, s.220)
İnsan, âciz ve muhtaç bir varlıktır. İnsanın Yüce Yaratan'a olan ihtiyacı, hem maddî ve hem de mânevî olmak üzere çift yönlüdür:
a) O'nun maddî açıdan zengin kılması, servet vermesiyle,
b) Mânevî açıdan zengin kılması ise, güçlü ve sağlam bir îmana kavuşturmasıyla gerçekleşir. (Bkz. Esmâü'l-Hüsnâ, Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ, s.397)
El-Muğnî; "Varlıkların aslına, kendisine sahip olmakla mâlik olandır. Bu itibarla dilerse verir, dilerse vermez. O, nasıl dilerse öyle yapar. Verdiklerini zengin eder, vermediklerini de fakir kılar." (Esmâl-i Hüsnâ Şerhi ve İnsan Üzerindeki Tecellileri, Prof. A. Hüseyin AKİL, s.836) Her şeyin mâlik ve sahibi olan el-Muğnî buyuruyor ki: "Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu, ancak belli bir ölçüyle indiririz." (Hıcr, 15/21)
El-Muğnî; Ğanî olan Allah'ın dilediği kişiyi, bu güçten istifade ettirerek her türlü ihtiyaçtan kurtarması demektir.
El-Muğnî; Kullarından dilediğini muhtaç olmaktan kurtarıp mal mülk vererek, zengin hâle getirendir.
El-Muğnî; Mutlak cömert ve nimet, ihsan ve lütuf sahibi olandır.
İbnü'l-Esîr (ra), Allah'a nisbet edilen el-Muğnî ismine "dilediği kulu her türlü ihtiyaçtan kurtaran" (En-Nihâye, İbnü'l-Esîr, "?ny" md.) manasını vermiştir.
"Muğnî, Allah'ın fiîlî sıfatları ve isimleri grubu içinde mütalaa edilir. Bu isim, yukarıda geçenlerden başka "rızkı genişleten" mânasındaki Bâsıt, "yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar karşılayan" anlamındaki Latîf ve "bedenlerle ruhların gıdasını veren" mânasındaki Muqît ismiyle anlam yakınlığı içinde bulunur." (T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, c.30, s.380)
Fahreddin er-Razî (ra) 'e göre el-Ğaniyy: "Allah, kendi zâtında, sıfatlarında ve fiîllerinde Vâcibü'l-Vücud (varlığı zorunlu) olandır. Bu yüzden Ğaniyy'dir, kendisinin dışında hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O'nun dışındaki her şeyin varlığı ise Mümkinü'l-Vücuddur (varlığı mümkün olandır). Bu varlıklar, Allah'ın var etmesi ile ancak var olabilirler. Varlıkları tamamıyla Allah'a bağlı ve O'na muhtaçtırlar. Bu nedenle Ğaniyy olan (bir şeye ve bir kimseye ihtiyacı olmayan) başkası değil, yalnız Allah'tır. Kimi dilbilimciler "ğına"yı tam, eksiksiz; Muğnî'yi ise tamdan daha üstün olarak ifade ederler." (Şerhu'l-Esmâi'l-Husnâ, Fahreddin er-Râzî, s.350)
İmam Gazâlî (ra)'e göre ise: "Allah; Muğnî (zenginlik veren, zenginleştiren)'dir. Ancak her zenginlik verenin mutlak Ğanîyy olması düşünülemez. Zira zenginlik veren zengin olma ihtiyacı duyar. İhtiyaç duyan ise zengin olamaz. Oysa Allah, zengin olmaya ihtiyaç duymaz. Bu yüzden O, mutlak Ğanîyy ve Muğnî'dir
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız