El-Ğaniyy; Zâtında, sıfatlarında ve işlerinde hiçbir şeye muhtaç olmayan, eş, çocuk ve aileye ihtiyaç duymayan, yeme, içme ve uyumaya ihtiyaç duymayan, kullarının mallarına ihtiyacı olmayan, kullarının kendisine ibadet etmesine ve övmesine ihtiyacı olmayan, yaratılanların her şeyiyle kendisine muhtaç olduğu, çok zengin.
EL-ĞANİYY: "Ğınâ' kökünden türemiş olan el-Ğaniyy ismi; Malı çok olmak, zengin olmak, bir şeyle yetinip başkasına muhtaç olmamak, (ihtiyaçtan beri olmak, kendi başına ayakta durabilmek, hayatını devam ettirmek)" (Esmâ-i Hüsnâ, Ramazan SÖNMEZ, s.439) ve "bir yerde ikamet etmek anlamlarındaki "ğ-n-y" kökünden türeyen "ğanî" çoğulu "ağniyâ" zengin, başkalarına muhtaç olmayan demektir." (Âyet ve Hadislerin Işığında Allah'ın İsim ve Sıfatları Esma-i Hüsna, Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ, s.172)
"El-Ğaniyy; Fakir kelimesinin tam zıddıdır. Fakir, kişinin bel kemiğinin kırılması demektir. Kendi başına hareket edemeyen, kendi kendine duramayan kimseye Araplar "Fakir" derler." (Esmâ-i Hüsnâ, Ramazan SÖNMEZ, s.439)
El-Ğaniyy; Zâtında, sıfatlarında ve işlerinde hiçbir şeye muhtaç olmayan,
El-Ğaniyy; Eş, çocuk ve aileye ihtiyaç duymayan,
El-Ğaniyy; Yeme, içme ve uyumaya ihtiyaç duymayan,
El-Ğaniyy; Kullarının mallarına ihtiyacı olmayan,
El-Ğaniyy; Kullarının kendisine ibadet etmesine ve övmesine ihtiyacı olmayan,
El-Ğaniyy; Yaratılanların her şeyiyle kendisine muhtaç olduğu, çok zengin.
Beyhakî (ra)'e göre el-Ğanîyy; "Zenginliğiyle, ihtiyaç içinde olan kullarını kuşatan, rızkıyla da tüm yaratıklarını ihata edendir." (Esmâ ve's-Sıfat, Beyhakî, c.1, s.115)
Gerek zât ve sıfatlarında, gerek işlerinde hiçbir zaman, hiçbir surette, hiçbir şeye muhtaç olmayan, bunun yanında her şeyin kendisine muhtaç olduğu tek zengin O'dur. Allah'ın başkasının kendisine ibadet etmesine de ihtiyacı yoktur. O'na inanıp ibadet etmelerinin kendisine bir yararı olmadığı gibi, inanmamaları ve emirlerine itaat etmemelerinin de kendisine bir zararı yoktur.
İbn Kayyım el-Cevziyye (ra) der ki: "Allah, kendiliğinden zengindir. O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O'nun dışındaki her şey, kendiliğinden O'na muhtaçtır. O'nun fazlı ve rahmeti olmadan bir kimsenin iyilik yapması ve iyilikte zirveye ulaşması mümkün değildir. Aynı şekilde O'nun adâleti ve hikmeti olmadan bir kimsenin kötülük yapması ve kötülükte zirveye ulaşması mümkün değildir. O'nun hitabından itâbı anlaşılır. Günahkâr mümin kullarını en ince ve yumuşak ifadelerle azarlar. Ama bununla birlikte onların birçok hata ve kusurlarını bağışlar, beyan ettikleri özürlerini kabul eder, yanlışlıkları ve bozuklukları düzeltir, belâ ve musibetlerden korur, düşmanlarına karşı savunur, onları destekler ve yardım eder, menfaatlerini gerçekleştirir, her türlü sıkıntılardan kurtarır ve onlara vaat ettiğini yerine getirir. Allah, onların tek velisi ve dostudur. Bu kulların O'ndan başka dostu yoktur. Allah, onların gerçek Mevlâsı ve yardımcısıdır. Düşmanlarına karşı onlara yardım edendir. O, ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır." (El-Fevâid, İbn Kayyım el-Cevziyye, s.38)
Fahreddin er-Razî (ra)'e göre el-Ğaniyy: "Allah, kendi zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde Vâcibü'l-Vücud (varlığı zorunlu) olandır. Bu yüzden Ğani'dir, kendisinin dışında hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O'nun dışındaki her şeyin varlığı ise Mümkinü'l-Vücuddur (varlığı mümkün olandır). Bu varlıklar, Allah'ın var etmesi ile ancak var olabilirler. Varlıkları tamamıyla Allah'a bağlı ve O'na muhtaçtırlar. Bu nedenle Ğani olan (bir şeye ve bir kimseye ihtiyacı olmayan) başkası değil, yalnız Allah'tır. Kimi dilbilimciler "ğına"yı tam, eksiksiz; Muğnî'yi ise tamdan daha üstün olarak ifade ederler." (Şerhu'l-Esmâi'l-Husnâ, Fahreddin er-Râzî, s.350)
İmam Gazâlî (ra)'e göre ise el-Ğaniyy ism-i şerifi: "Yüce Allah, ne zâtı ile ne de zâti sıfatları ile hiçbir şeye bağlı değildir. O, kendi varlığı ile kaimdir. Varlığının başkasına bağlı olmasından münezzehtir. Zâtı veya zâti sıfatlarında biri başkasına bağlı olan, varlığı veya kemâli bu dış varlığa dayalı olan her varlık, yardıma muhtaçtır. Başkasının yardımına muhtaç olan ise Ğanî (zengin) olamaz. Böyle bir durumun Allah için düşünülmesi mümkün değildir. Bu yüzden O, mutlak Ğanî'dir.
Allah aynı zamanda Muğnî (zenginlik veren, zenginleştiren)'dir. Ancak her zenginlik verenin mutlak Ğanî olması düşünülemez. Zira zenginlik veren zengin olma ihtiyacı duyar. İhtiyaç duyan ise zengin olamaz. Oysa Allah, zengin olmaya ihtiyaç duymaz. Bu yüzden O, mutlak Ğanî ve Muğnî'dir. Allah'ın dışında zenginlik verenler, zenginlik verdiklerine daima destek vermek ve bu desteği kesintiye uğratmamak zorundadırlar. Aksi hâlde zenginlik vermiş olmazlar. Fakat Allah'tan başka hiç kimsenin buna gücü yetmez. Çünkü zenginlikleri ne kadar çok olsa da güçleri ve sahip oldukları şeyler sınırlıdır. Dolayısıyla gerçek zengin, hiçbir şeye ve hiçbir kimseye ihtiyacı olmayan Allah'tır. Başkasına muhtaç olanların zenginliği ise ancak mecâzi anlamdadır." (El-Maksadü'l-Esnâ, İmam GAZÂLÎ, s.154)
Nitekim Rasûlullâh (sav) buyuruyor ki: "Zenginlik, fazla servete sahip olmak değildir; asıl zenginlik, gönlün ihtiyaç duygusundan uzak kalabilmesidir." (Buhârî, "Ri?â?", 15;Müslim, "Zekât", 120)
İslâm âlimleri el-Ğaniyy ismine genellikle "zâtında ve sıfatlarında her türlü ihtiyaçtan münezzeh olan" şeklinde mana vermişlerdir. Allah, varlığı açısından başkasına muhtaç olmadığı gibi ulûhiyetini niteleyen, kâinatı yaratıp idare edişini dile getiren sıfatlara sahip olması ve bunları fonksiyoner kılması bakımından da bütün yaratıklardan müstağnidir. İlk dönemlerden itibaren âlimler Ğaniyy isminin bu anlamını, "O'ndan başka her şey kendisine muhtaç bulunan" şeklindeki bir ilâve ile zenginleştirmişlerse de Gazzâlî (ra) aleyh bu ikinci unsurun "Ğanî"de değil "Melîk" isminde mevcut olduğunu ve bundan dolayı melikin ğanîye göre daha kapsamlı bir mana taşıdığını ifade eder
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız