Birlik Olan Güçlü Olur , Adil Akkoyunlu
Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Satırdan Sadra

Adil Akkoyunlu

Birlik Olan Güçlü Olur

  • 01 Åžubat 2024
  • 299 Görüntülenme
  • 494. Sayı / 2024 Åžubat



Müslümanlar, Endülüs’ün Mülükü’t Tavaif dönemini bugün yeniden yaşıyorlar. Tarih, ibret almak için okunmalıdır. Endülüs faciasını yeniden yaÅŸayan Müslümanlar, derhal derlenip toparlanıp ayrılıkları bir yana bırakarak vahyin gölgesinde birlik olmalıdırlar. Acilen, önce bu iÅŸi halletmelidirler. Aksi halde -Allah korusun- diÅŸ bileyip duran düÅŸmanlar karşısında güçsüz düÅŸüp Endülüs’le aynı akıbeti yaÅŸayabiliriz. Ayrılıklar yüzünden Suriye, Irak, Libya, Yemen, Afganistan, Filistin can çekiÅŸiyor…

 

 

 

Müslümanların, mezhep, ırk, renk, dil, grup taassubuna son vererek kin ve düÅŸmanlıkları, birbirlerine çevirdikleri silahları bırakıp; hep birden Rasulün yolunda, Kur’an’a sarılarak dostça, sevgi ve ÅŸefkatle kucaklaÅŸma vakti ne zaman gelecek?

 

 

 

 

 

Müslüman, Müslüman’la bir ve beraber olmak zorundadır. Bu kardeÅŸlik bağı ve dayanışma; ihtiyari deÄŸil, icbaridir. (Ä°steÄŸe, tercihe baÄŸlı deÄŸil, mecburidir. Keyfi deÄŸil, zorunludur.)

Kur’an’da ve hadislerde; Müslümanların, kardeÅŸ olmaları isteniyor. (Bkz. Hucurat, 49/10; Buhari, nr 2442; Müslim, “Birr”, 58; Ebu Davud, “Edeb”, 46) Ä°slam kardeÅŸliÄŸi; karındaÅŸlıktan da ileridir. Öyle bir birlik, beraberlik ve kardeÅŸlik ki; Müslümanların, bir binanın yapı taÅŸları gibi, (Bkz. Buhari, “Salât”, 88; “Edeb”, 36; “Mezâlim”, 5; Müslim, “Birr”, 65; Tirmizi, “Birr”, 18) bir vücudun uzuvları gibi olmaları isteniyor. (Bkz. Buhari, “Edeb”, 27; Müslim, “Ä°ma”,:134, “Birr”, 66 (2586); Ebu Davud, “Sünen”, 15)

Peygamber (sav), bakınız Mümin’i ve Müslüman’ı nasıl tanımlıyor? “Mümin; insanların, kanları (canları) ve malları bakımından kendisinden emin bulunduÄŸu (güvendiÄŸi) kimsedir.”(Tirmizi, “Ä°man”, 12, (2629); Nesai, “Ä°man”, 8, (8, 104, 105) “Müslüman; diÄŸer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmedikleri kimsedir.” (Buhari, “Ä°man”, 4; Müslim, “Ä°man”, 64, (40); Ebu Davud, “Cihad”, 2, (2481); Nesai, “Ä°man”, 9, (8, 105). (Metin Buhari'ye aittir.)

Birlik olmayıp ayrılığa düÅŸenler, Allah’ın azabını celbederler: “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaÅŸmazlığa düÅŸenler gibi olmayın. Ä°ÅŸte onlar için büyük bir azap vardır.” (Al-i Ä°mran, 3/105)

Kutlu Nebi (sav): “Siz cennete giremezsiniz; Mümin olmadıkça… Mümin olamazsınız; birbirinizi sevmedikçe.” (Muhyiddin-i Nevevi, Riyazü’s Salihin (D.Ä°.B.Y.): 2/228) buyuruyor.

Abdullah Ä°bni Amr (ra) anlatıyor: “Ben Rasulullah (sav)’i Kâbe’yi tavaf ederken gördüm, ÅŸöyle diyordu: (Ey Kâbe!) Sen ne temizsin, senin kokun da ne güzel! Sen ne yücesin, senin hürmetin (saygınlığın) ne büyük! Muhammed'in nefsini elinde tutan Allah'a yemin olsun ki! Bir müminin, Allah katındaki hürmeti (saygınlığı ve deÄŸeri), senin hürmetinden daha büyüktür. Müminin malının, kanının hürmeti de böyledir. Biz mümin hakkında sadece hüsn-i zanda bulunuruz.” (Ä°brahim canan, Hadis Ansiklopedisi - Kütüb-i Sitte: 1190-7177 (3932)

Hz. Ömer (ra) da: “Vallahi, benim için bir tek Müslü­man, Bizans’tan ve Bizans’ın içinde bulunan her ÅŸeyden çok daha kıymetli, daha sevimli ve daha önemli­dir.” diyor.

Ä°ÅŸte bir Müslüman’ın, Rasulullah (sav)’in ve halifesinin yanında kadri, kıymeti ve deÄŸeri! Bir çorabını bile kirlendi diye çöpe atmayan Müslüman, hatası, kusuru var diye Müslüman kardeÅŸini nasıl çöpe atabilir?

Rasulullah (sav), bir savaÅŸ öncesi Müslümanları yardım etmeye teÅŸvik ediyor. Verecek hiçbir ÅŸeyi bulunmayan Ukbe bin Zeyd, üzülüyor. Ellerini açıp gözyaÅŸlarıyla Allah’a yalvarıyor: “Ya Rabbi, biliyorsun ki benim verecek hiçbir ÅŸeyim yoktur. Ben de, senin rızan için kardeÅŸlerime hakkımı helal ediyorum. Kim beni üzdüyse, kırdıysa, incittiyse, kimde alacak bir hakkım varsa, herkese hakkımı helal ediyorum. Ya Rabbi, benden de bunu kardeÅŸlerime verilmiÅŸ bir ÅŸey, yapılmış bir iyilik olarak kabul buyur.” diye dua ediyor.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

494. Sayı Şubat 2024