Esma-ül Hüsna
EL-BÂTIN; Varlığı aÅŸikâr olduÄŸu hâlde zâtına, mahiyetine, yüceliÄŸine akıllar ermeyen, zâtının görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açısından gizli olan, hakikati ve mahiyeti akılla idrak olunamayan, hayal ile tahayyül edilemeyen, zâtı duygularla hissedilmeyen, gizli olan her ÅŸeyin iç yüzünü ve sırlarını bilen ve vâkıf olan, her ÅŸeye yakın olan, her ÅŸeyin iç yüzü ve dile getirdiÄŸi anlamlar O’nun eseri olan.
EL-BÂTIN: “Bâtın kelimesinin mastarını oluÅŸturan batn ve butûn gizli olmak; bilmek, bir ÅŸeyin iç yüzüne ve bir kimsenin sırlarına vâkıf olmak, manalarına gelir. Batn veya butûnun karşıtı olan zuhûrun manaları içinde de açık ve âÅŸikâr olmak, ayrıca muttali olmak gibi anlamlar vardır.” (T.D.V. Ä°slâm Ansiklopedisi, c.5, s.187)
“Batn kökünden gelir. Sırtın tersine ve her ÅŸeyin iç kısmına denir. “…Analarınızın karnında ceninler iken de” (Âl-i Ä°mran, 3/191) ayetinde geçtiÄŸi gibi, gizli ve içeride olan anlamına gelir.” (Esmâü’l-Hüsnâ, Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÅž, s.339)
“Gizli olmak, içerde olmak, içine nüfuz etmek, girmek ve bir ÅŸeyin iç yüzünü bilmek anlamındaki b-t-n kökünden türeyen bâtın ise gizli, açık olmayan demektir.” (Esma-i Hüsna, Doç. Dr. Ä°smail KARAGÖZ, s.128-129)
El-Bâtın; Varlığı aÅŸikâr olduÄŸu hâlde zâtına, mahiyetine, yüceliÄŸine akıllar ermeyen,
El-Bâtın; Zâtının görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açısından gizli olan,
El-Bâtın; “Hakikati ve mahiyeti akılla idrak olunamayan,” (Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl, Beydâvî, c.6, s.172 / Esma-i Hüsna, Doç. Dr. Ä°smail KARAGÖZ, s.129)
El-Bâtın; “Hayal ile tahayyül edilemeyen,” (Hak Dîni Kur’ân Dili, Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR, c.7, s.7431 / Esma-i Hüsna, Doç. Dr. Ä°smail KARAGÖZ, s.129)
El-Bâtın; “Zâtı duygularla hissedilmeyen,” (Medarikü’t-Tenzil, Ebu’l-Berakât en-Nesefî, c.6, s.173 / Esma-i Hüsna, Doç. Dr. Ä°smail KARAGÖZ, s.129)
El-Bâtın; “Gizli olan her ÅŸeyin iç yüzünü ve sırlarını bilen ve vâkıf olan, her ÅŸeye yakın olan,” (Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl, Beydâvî, c.6, s.173 / Esma-i Hüsna, Doç. Dr. Ä°smail KARAGÖZ, s.129) “Günahın açığını da bırakın, gizlisini de.” (En’am, 6/120)
El-Bâtın; Her ÅŸeyin iç yüzü ve dile getirdiÄŸi anlamlar O’nun eseri olan.
“Allah’ın zâtını bilmek, künhüne vâkıf olmak mümkün deÄŸildir. Ä°nsan aklı buna yetmez.” (Esma-i Hüsna, Doç. Dr. Ä°smail KARAGÖZ, s.129)
Fahreddin er-Razî (ra)’e göre el-Bâtın; “Gizlenmeyen, Her ÅŸeyin gerçeÄŸini bilen, Varlıkların oluÅŸumunu saÄŸlayan, Günahlarını bağışlayan, Kimseden korkusu olmayandır.” (Åžerhu’l-Esmâi’l-Hüsnâ, Fahreddin er-Râzî, s.311-312 / Esma-ül Hüsna, Heyet, s.36-37)
Ä°bn Kayyım el-Cevziyye (ra): “Allah’ın Bâtın oluÅŸu, O’nun her ÅŸeyi kuÅŸatmasını ve kapsamasını gerektirir. Öyle ki Allah, insana ÅŸah damarından daha yakın olur. Tabi bu, sevenin sevgilisine olan yakınlığı gibi deÄŸildir. Her iki yakınlık birbirinden farklıdır. Bu dört -el-Evvel, el-Âhıir, ez-Zâhir ve el-Bâtın- isim kuÅŸatıcılık ile alâkalıdır. Bu kuÅŸatma, zaman ve mekân olmak üzere iki türlüdür. Allah’ın Evvel ve Âhıir oluÅŸu zamanla ilgili, Zâhir ve Bâtın oluÅŸu, mekânla ilgili kuÅŸatıcılığa iÅŸaret eder.” (Tarîku’l-Hicreteyn, Ä°bn Kayyım el-Cevziyye, s.47 / Esma-ül Hüsna, Heyet, s.37)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız
