Ümmet, "her ÅŸeyin anası" demektir. "Her mümin, tek başına bir ümmet"tir. Dolayısıyla "ümmet", "öncü" demektir. Kitabımızda, Efendimizde ete kemiÄŸe bürünen, tecessüm eden, tebeddün eden "ümmet", dolayısıyla ümmîleÅŸme süreci, bütün müminleri teÅŸmil edecek ÅŸekilde Bakara suresinde 143. ayet-i celîlede "ümmetenvasatan", Al-i Ä°mran suresinde 110. ayet-i kerimede "hayra ümmetin" ifadeleriyle tasvir edilir.
Çağın aÄŸlarından ve baÄŸlarından arınamadığımız için olamıyoruz / ön alamıyoruz; ön alamadığımız için de çağın içine girip var olamıyoruz / ön açamıyoruz; ön açamadığımız için de hakikati var kılacak / çağı aÅŸacak ölçekte bir yolculuÄŸa çıkacak ÅŸekilde öne koyulamıyor, insanlığa öncülük yapamıyoruz.
ÇaÄŸrımızın kendi çağını kurabilmesinin, dolayısıyla bizi çağın dışına iten, duyma, düÅŸünme ve var olma biçimlerimizi belirleyen çaÄŸ körleÅŸmesini aÅŸabilmemizin yolunun ümmîleÅŸmek’ten geçtiÄŸini, ümmîleÅŸme’nin de üç aÅŸamalı bir oluÅŸ, varoluÅŸ ve var kılış: Ya da çaÄŸdan kurtulma, çaÄŸa girme ve çağı aÅŸma: Veya ön alma, ön açma ve öne koyulma... yolculuÄŸu olduÄŸunu söylemiÅŸtim: Tıpkı Efendimizin yaptığı gibi.
Peygamberimizin âlemlere rahmet olarak gönderildiÄŸi zikredilir kitabımızda, sarahatle. Efendimizin âlemlere rahmet olarak gönderilmesi, sırasıyla, oluÅŸ / çaÄŸdan kurtulmak / ön almak yani Mekke süreci; varoluÅŸ / çaÄŸa girmek / ön açmak / yani Medine süreci ve nihayet var kılış / çağı aÅŸmak / öne koyulmak yani medeniyet süreci olarak tarif ettiÄŸim üç temel yolculuk, iki ayette "ÅŸahit", "mübeÅŸÅŸir" ve "nezîr" olarak zikredilir.
Ümmet, "her ÅŸeyin anası" demektir. "Her mümin, tek başına bir ümmet"tir. Dolayısıyla "ümmet", "öncü" demektir. Kitabımızda, Efendimizde ete kemiÄŸe bürünen, tecessüm eden, tebeddün eden "ümmet", dolayısıyla ümmîleÅŸme süreci, bütün müminleri teÅŸmil edecek ÅŸekilde Bakara suresinde 143. ayet-i celîlede "ümmetenvasatan", Al-i Ä°mran suresinde 110. ayet-i kerimede "hayra ümmetin" ifadeleriyle tasvir edilir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız