Merhabalar değerli okurlarımız: , Ribat Dergisi Editör
Sayı : 501   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhabalar değerli okurlarımız:

  • 30 AÄŸustos 2024
  • 59 Görüntülenme
  • 501. Sayı / 2024 Eylül

Eğitim bir süreç halinde doğumla başlayıp daha sonra aile içinde, okulda ve daha sonra da meslek hayatında hiç durmadan devam etmektedir. Eğitimi insanın hayatı boyunca karşılaşacağı olaylara gelişigüzel tepkileri olarak anlayamayız. Birey ve toplum için çok geniş bir alanı içine alan eğitim, bir plan ve program dâhilinde insanın yetiştirilmesi, ruh ve beden sağlığı korunarak geliştirilmesi için yapılan bütün çalışmalardır. Eğitim insanın karakter oluşumunda büyük rol oynamakta, ayrıca kişiye ve içinde yaşadığı topluma birçok değeri kazandırmaktadır.

Eğitim, bireyin hayatının her aşamasında manevi, ruhsal ve ahlaki aynı zamanda sosyal ve politik boyutlarıyla, bir bütün olarak var oluşunu ortaya çıkarma sürecidir. İnsanın hayatı boyunca yaşadığı bütün etkileşimler ve ilişkiler, bu var oluşun bir parçası olması hasebiyle eğitim olarak açıklanır. Bu bağlamda yaşanılan bütün bir hayat, birey için bitip tükenmeyen bir eğitim sürecidir.

İnsana verilen yetenek ve istidatların bir bütün halinde gelişip dönüşmesi için eğitime kesinlikle çok ihtiyaç vardır. Eğitimin iki farklı yönü bulunmaktadır. Olumlu yönüne baktığımızda bireyin büyümesi, gelişmesi, yetişmesi ve dönüşmesini sağlar. Bunun yanında bireyin kötü karakter sahibi olmasını engelleyemediği için, insanın kötü düşünce ve inanç yapısına mani olamadığı için olumsuz bir tarafı da vardır. İnsanların davranış tarzlarında iyiyi yakalaması için bireyi çoğu kötü olumsuz etkilerden korumalıdır. Bu noktada Ebu Hanife eğitimi "insanın karakter ve kişiliğini oluşturan ve yıkan unsurların bilinmesidir" diye tanımlamaktadır. Eğitim, bireyin davranışlarını, düşüncelerini, kişilik yapılarını istenilen şekilde ve istenilen yönde değiştirme ve geliştirme sürecidir.

Eğitim, mektep ve muallimin birey ve toplum için önemini ve değerini Nurettin Topçu şu şekilde dile getiriyor.

"Milletimizin üç asırdan bu yana geçirmiş olduğu buhranın sebebi kültür ve maarif'te aranmalıdır.

Açılan mekteplerde yeni ilimler okutuldu ama ilmin sevgisi aşılanmadı, âlimin üstünlüğü ve toplum içindeki örnekliği ve önderliği telkin edilmedi.

İlim dünyevi menfaatlerimiz için istismar edildi, teknik putlaştırıldı.

Millet ruhunu oluşturan maarif?tir. Maarife değer vermeyen millet ruhunun yıkılışını hazırlar.

Maarif hangi yönde yükselirse millet ruhu da onun arkasından gider.

Bize bir mektep lazım, bizi kendi ruhumuza kavuştursun ve her hareketimizin ahlaki değeri olduğunu tanıtsın. Hayâya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin. Vicdanlarımıza her an Allah'ın huzurunda yaşamayı öğretsin.

Âdemoğlunu beşikten alıp mezara kadar götürüp teslim eden dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insan muallimdir. Muallim, karakter yapıcısıdır. Muallim, hayatın sahibi değil sanatkârıdır; kullanıcısı değil yapıcısıdır; seyircisi değil aktörüdür. Geçeceği yol engellerle örülü olduğu halde buna tahammül etmesini bilen, tahammül etmesini seven idealcidir. Tahammülsüzlüğün, şikâyetin başladığı yerde muallimlik davası biter. Muallimlik sevgi işidir, ruh sevgisidir. Muallim, hepimizin her an muhtaç olduğu doktordur. Muallimin kalbe yaptığı ilk aşı merhamet aşısıdır, sonra hem cinsini sevmek ve sevdiği için aldatmamak, ihmal etmemek aşıları yapılır."(N.Topçu, Türkiye'nin Maarif Davası)

Örgün eğitim ve öğretim kurumlarında yeni eğitim-öğretim yılının başlayacak olduğu şu günlerde konunun önemine binaen ve bütün okurlarımızda farkındalık oluşmasına vesile olması duasıyla bu sayımızda sizlerin huzuruna"Eğitimde Ev ve Okulun Önemi" dosyasıyla çıkıyoruz.

Değerli yazarlarımıza, elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan makaleleri için teşekkürlerimizi arz ediyor, siz vefalı, kıymetli okurlarımızı dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

Ekimsayımızda buluşmak duasıyla Allah'a emanet olunuz.

501. Sayı Eylül 2024