Filistin'de oldukça zor şartlarda ve büyük fedakârlıklarla mücadele ediliyor. Bu mücadelede cephede fiili olarak yer alanlar da cephe gerisinde siyasi veya diplomatik faaliyetlerle katkıda bulunanlar da büyük zorlukları ve fedakârlıkları göze almaktadır.
Heniyye'nin şehit edilmesi olayı dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Bu suikast, siyonist işgal rejiminin Filistin direnişine yönelik savaşını sadece işgal altında tuttuğu topraklarda değil dünyanın dört bir köşesinde sürdürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Suikast aynı zamanda İran'ın onur ve izzetini hedef alan bir saldırı niteliğindeydi.
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:
"Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sadık kaldılar. Onlardan kimi (Allah yolunda şehid edilmek suretiyle) adağını yerine getirdi, kimi de (şehid olmayı) beklemektedir. (Ahidlerinde) hiçbir değişiklik yapmamışlardır." (Ahzab, 33/23)
Yüce Allah bir ayeti kerimede de şöyle buyuruyor:
"Bizim uğrumuzda cihad edenleri biz elbette yollarımıza iletiriz. Muhakkak ki Allah iyilik edenlerle beraberdir." (Ankebut, 29/69)
Filistin'de oldukça zor şartlarda ve büyük fedakârlıklarla mücadele ediliyor. Bu mücadelede cephede fiili olarak yer alanlar da cephe gerisinde siyasi veya diplomatik faaliyetlerle katkıda bulunanlar da büyük zorlukları ve fedakârlıkları göze almaktadır. Çünkü bu mücadele tüm dünyaya hükmetme iddiasındaki çağdaş emperyalizmin her yönden sahip çıktığı ve desteklediği bu yüzden de eli her tarafa uzanabilen, vahşette sınırları iyice aşan, hiçbir ölçü tanımayan, yaptıklarından dolayı hiçbir hesap vermeyeceğini düşünen siyonist katillere karşı sürdürülüyor.
O yüzden Filistin direnişi şimdiye kadar çok seçkin komutanlarını ve liderlerini şahadet yoluyla ahirete gönderdi. Ama mücadelesinde asla gevşeklik göstermedi. Geri adım atmadı. Karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmedi.
İslami Direniş Hareketi (Hamas)'ın askeri kanadı durumundaki İzzettin Kassam Tugayları'nın lideri Salah Şehade'nin 22 Temmuz 2002 tarihinde siyonist işgalcilerin gerçekleştirdiği hava saldırısında şehit edilmesinden sonra o zaman henüz hayatta olan ve Hamas liderliğini sürdüren Şeyh Ahmed Yasin, hadiseyle ilgili bir röportajda sorulan sorulara verdiği cevaplarda şunları söylemişti:
"Kardeşimizin büyük bir rolü vardı. Seçkin bir merkezi otorite oluşturmuştu. Fakat buna rağmen onun şehit edilmesi askeri kanadın çalışmasını etkilemeyecektir. Onun yardımcısı vardı ve şehit düşmesinden sonra onun görevlerini ve düzenli şekilde yürüttüğü tüm yükümlülükleri bu kişi üstlendi. Dolayısıyla bu olay askeri kanadı olumsuz yönde etkilemeyecektir. Bilakis bu olay, düşmandan intikam almak için daha çok faaliyete sevk edecektir. Düşman işlediği bu cinayetin bedelini ödeyecektir. Bu olay direnişçiyi, siyonist düşmana cevap vermek için daha çok faaliyete sevk edecektir ve doğacak gelişmelerin sorumlusu da siyonist düşman olacaktır.
Hamas kazandı, kaybetmedi. Biz bir kimsenin şahadetini onun düğün ve ferahlık günü olarak kabul ediyoruz. Zaten bu bizim hedeflerimizden biridir. Bizim hedeflerimiz zafer veya şahadettir. Fakat o, tecrübe, ihtisas ve önemli konum sahibi biriydi. Şanı yüce olan Allah'ın bir lütfudur ki herhangi bir fert veya komutan şehit olduğunda onun yerine, görevlerinin ehli yüz komutan çıkıyor. Yahya Ayyaş şehit edildiğinde artık şahadet eylemlerinin son bulacağını sanmışlardı. Ama Ayyaş'ın talebeleri çıktı ve bu alanda yeni buluşlar gerçekleştirdiler. Bugün bir Salah Şehâde'den kurtuldularsa, onlara bedelini ödetecek yüz Salah Şehâde çıkacaktır."
İslami Direniş Hareketi'nin Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye de 30 Temmuz Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece İran'ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın görevi devralması münasebetiyle düzenlenen törene iştirak etmek amacıyla gittiği Tahran'da gerçekleştirilen bir suikast sebebiyle 61 yıllık dünya hayatına veda ederek, yıllarca ön saflarda sürdürdüğü cihadını şahadetle taçlandırdı
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız