Talim Ve Terbiyede Evlerin Önemi , Abdullah Büyük
Sayı : 501   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Talim Ve Terbiyede Evlerin Önemi

  • 30 AÄŸustos 2024
  • 109 Görüntülenme
  • 501. Sayı / 2024 Eylül



Bildiğimiz gibi eğitim öğretim kurumlarımızda çocuklarımıza pozitif ilimlerle ilgili gerekli bilgiler verilmektedir. Öyleyse bizlerde evlerimizde çocuklarımızın manevi yönüne ağırlık verelim. Onlara yaşayışımızla dinimizin bize verdiği Müslüman ruhunu aşılayalım, evlerimizde ve sokaklardaki hareketlerimizde ahlak kurallarına göre hareket etmeyi öğretelim, onları hayâya hayran birer fert haline getirelim, yüreklerine bütün insanlığı sevme bilinci aşılayalım ve her şeyden daha önemli olan her an Allah'ın huzurunda olma bilincini çocuklarımıza verelim.

Eğer anne, daha dünyaya gelmemiş çocuğunu Allah'a adar, terbiyesini tam bir teslimiyetle O'na havale ederse O da tıpkı Hanne'nin adadığı Meryem'in hususi terbiyesine bir Peygamberini tayin ettiği gibi bir vesile var edecek ve o vesileyle Meryem'i bir bitki misali yetiştirdiği gibi o çocuğun da terbiyesini üstlenecektir.

Evlerin eğitim amacıyla kullanılmasının tarihi belki insanlıkla yaşıttır. Çünkü ev, insana sadece sığınak ve barınak değil, insanın daha doğumdan itibaren hayatı öğrendiği ilk mekteptir. Bu mektebin öğretmenleri anne ve baba, öğrencileri çocuklardır.

Evin, bir eğitim kurumu olarak kullanılması konusu sünnetten önce Kur'an tarafından ele alınmış bir konudur. Firavunun zulmünün anaların rahmine kadar uzandığı Mısır'da, işe nereden başlayacaklarını bilemeyen Hz. Musa ve kardeşine vahiy "Evden başlamalarını'' emreder.

Malumunuz olduğu üzere zamanın Firavunu, kendi tanrılarına inanmayan müminleri can düşman ilan etmiş ve hayat tarzlarına karşı topyekûn savaş açmıştı. Kur'an'ın haber verdiği gibi, Firavunun zulmü anaların rahmine kadar uzanmıştı. "Hani sizi Firavun'un yandaşlarından kurtarmıştık. Zira onlar, eziyetin en kötüsünü size layık görüyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı, Bu uygulamada, sizin için Rabbinizden bir imtihan vardı."(Bakara, 2/49)

Zulüm afakı kaplamıştı. Müslüman İbranilere hayat zehir edilmiş, adeta hiçbir çıkış kapısı bırakılmamıştı. Müminler bitmişlik ve tükenmişlik psikolojisi içerisinde ne yapacaklarını bilemez haldeydiler. Yapılacak bir şeylerin olduğuna inanan ve esas duruşunu bozmayan az sayıdaki insan, işe "Nereden başlamalı?'' sorusunun cevabına gelince şaşırıp kalıyorlardı. İşte bu "her şeyin bittiğinin'' sanıldığı zor zamanda Allah'ın vahyi, müminlere "nereden başlayacaklarını'' işaret ediyordu: "Derken, Musa'ya ve kardeşine şöyle vahyettik: Kavminiz için Mısır'da evler hazırlayınız ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapınız, namazlarınızı da dosdoğru kılınız. Ey Musa! Müminleri müjdele."(Yunus, 10/87)

Bildiğimiz gibi eğitim öğretim kurumlarımızda çocuklarımıza pozitif ilimlerle ilgili gerekli bilgiler verilmektedir. Öyleyse bizlerde evlerimizde çocuklarımızın manevi yönüne ağırlık verelim. Onlara yaşayışımızla dinimizin bize verdiği Müslüman ruhunu aşılayalım, evlerimizde ve sokaklardaki hareketlerimizde ahlak kurallarına göre hareket etmeyi öğretelim, onları hayâya hayran birer fert haline getirelim, yüreklerine bütün insanlığı sevme bilinci aşılayalım ve her şeyden daha önemli olan her an Allah'ın huzurunda olma bilincini çocuklarımıza verelim.

İnsan, aldığı eğitimin neticesi olarak terbiyeli veya terbiyesiz olur. Terbiye İslami ölçülere uygun ise eğitilen terbiyeli, değilse terbiyesiz olur

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

501. Sayı Eylül 2024