Merhabalar Değerli Okurlarımız: , Ribat Dergisi Editör
Sayı : 501   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhabalar Değerli Okurlarımız:

  • 31 Temmuz 2024
  • 95 Görüntülenme
  • 500. Sayı / 2024 AÄŸustos

Modernizm son yıllarda kullanılmaya başlanmış moda bir deyim. Aslında kullanıcıları tarafından da net ve genel geçer bir tarifi söz konusu değil. Hatta diyebiliriz ki bu kavram, kullanıcılarının zihninde tam netleşmemiş bir halde. Modernizm'in genel geçer bir tarifi olmadığı gibi "Modernist" in de dört başı mamur bir tanımlaması söz konusu değil. Herkesin kendine göre bir modernlik tarifi ve modernizm algılayışı var. "Modern Dünya" kavramı her insanın zihninde bir başka yankı buluyor. Bu yankılanış herkesin kendisini "BEN" yapan değerlerinin kaynağına göre farklılaşıyor. Her insanı şahsiyet kılan bir değerler bütünü var. Kimi için vazgeçilmez olan ilkeler kimileri için anlamsız ve amaçsız kalıyor. İnsanı şahsiyet kılan bu değerler manzumesi modern dünyayı algılayışı da farklılaştırıyor. Kimine göre modern dünya teknolojinin sınırsız imkânlarını çağrıştırırken kimine göre de sınırsız imkânlar şahsiyetin ve bireyin esaretini ifade ediyor.

Teknik, bilimlerin uygulaması demektir. Hiçbir zaman teknik bilimin gayesi olamaz. Bilimin gayesi hakikati tanıtmaktır. Hakikati tanıtmayan, hakikati örtbas hatta inkâr etmeye çalışan asla bilim olamaz. Günümüz teknolojisi insanı sosyal medya ve internetiyle şuursuz, düşünmeyen, tefekkür ve teakkulden mahrum bir varlık haline getirmeye çalışıyor. Bu mahrumiyet maalesef ibadetlerimize dahi yansımaya başladı. Fark etmeksizin yavaş yavaş ibadetlerimizin ruhunu öldürüyoruz. Ruhsuz ceset nasıl ki bozulmaya ve kokuşmaya mahkûmsa ibadetlerimiz de ruhsuz anlamsız ve boştur. Ruhu olmayan ibadetlerin ise pratik hayatta aksiyona dönüşen bir yansıması olmuyor.

Ruhun ibadet için önemini Üstat Nurettin Topçu ne kadar da güzel ifade ediyor; "İslam yalnız secde halinde değil, secdeye eğilen başımızdadır. Yalnız camide değil, ezan sesleriyle dolan evlerimizdedir. Yalnız Kur'an da değil, onunla nurlanan yüzlerimizdedir. Onu imhaya çalışanlar bilmelidirler ki bu ev yıkılamaz, bu baş koparılamaz, bu yüz yüzlerimizden çalınamaz." Üstadın ifade ettiği gibi bu evin yıkılmaması, bu başın kopmaması ve bu yüzün çalınmaması için her birimizin sahip çıkıp yeni değerler üretmesi gerekiyor. Modernizm aslında hiçbir temele ve değere sahip değil. İnsanlığa sunduğu cazibeden öte hiçbir şeyi de yok. Ama cazibe son derece alımlı ve aldatıcı. Son iki yüzyılın Müslümanlarının ise maalesef en büyük eksikliği modernizme karşı duyulan kompleks (aşağılık duygusu) ve değeri olmayan bir hayat tarzına alternatif üretememesidir. Hayatın tüm alanlarında sanatından edebiyatına, sinemasından sporuna, yemek yeme kültüründen konuşurken kullandığı kavramlara, tatilinden pikniğine, modasından medyasına varıncaya kadar kendi değer ve kültürünü yorumlayıp alternatif yaşam biçimi olarak insanlığa sunmak yerine bilinçsizce bir taklit saplantısına girmesidir. Biz maalesef ağacı yetiştirmeden meyvesini toplamaktan zevk aldık. Hakikat ve hikmet aşkını duymuş nesiller yetiştirmeden, insan hayatının değerine dair bir cümle öğretmeden şahsiyetlerimizi modernizmin kucağına attık. Biz hayatın iki şeyini yanlış anladık. İlmini ve ahlakını. Batılılaşmak isterken onun ilmini alıp, ahlakını almamaya karar verdik. İlimle ahlakın aynı tohumun mahsulleri olduğunu unuttuk. Dolayısıyla bilimle birlikte o bilime ait batı ahlakı ve kültürü de hayatımıza sinsice yerleşti.

Seküler (Köyleşmiş) dünyaya kendi değerlerimizden ilham alarak çağın gereklerine ve gerçeklerine uyan bir yaşam tarzı sunabiliriz. Kendi öz değerlerimizden doğacak yeni bir yaşam tarzı kesinlikle bir ütopya değildir. Bunu ütopya olarak görenler de değersiz modernizme teslim bayrağını açanlardır. Unutmayalım ki "Din" evrensel bir gerçekliktir. İslam ise Allah'ın gönderdiği tek evrensel dindir. İslam, tüm zaman ve zeminlere hitap etmektedir ve tüm zamanların ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasiteye sahiptir. Eksik olan ise insanlığın evrensel değerlerinin diğer adı olan İSLAM' ı çağın idrakine sunabilecek ilim ve hikmet ehlidir.

Ümitsizlik imansızlıktandır. Ümidimiz de imanımız da tamdır. Bu gün insanlığın içinde bulunduğu buhranın çıkışı olan İslam, kendi öz değerleriyle ve üreteceği yaşam biçimiyle seküler dünyanın tek alternatifidir. Bu alternatifin hayat bulması umut ve duasıyla bu sayımızda sizlerin huzuruna "Sekülerizm ve Modernizm Çıkmazında Müslümanlar" dosyasıyla çıkıyoruz.

Makaleleri ile elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan değerli yazarlarımıza teşekkürlerimizi arz ediyor, siz vefalı okurlarımızı dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

Eylül sayımızda buluşmak duasıyla.

500. Sayı Ağustos 2024