Gazze Aynası; Gazze Direnişi Ve Batı'nın Çöküşünü Görecek Göz, Okuyacak Zihin İnşa Ediyor , Yusuf Kaplan
Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Ä°ktibas

Yusuf Kaplan

Gazze Aynası; Gazze Direnişi Ve Batı'nın Çöküşünü Görecek Göz, Okuyacak Zihin İnşa Ediyor

  • 31 Temmuz 2024
  • 121 Görüntülenme
  • 500. Sayı / 2024 AÄŸustos



Gazze, her şeyin silbaştan gözden geçirilmesini, her şeyin sorgulanmasını, herkesin konumunu, durumunu kıyasıya sığaya çekmesini / eleştiriye tabi tutmasını sağlayan bir mihenk taşı, bir ayna işlevi görecek.

Gazze soykırımının ilk zamanlarından itibaren dikkat çektim, şimdi de hatırlatıyorum: Gazze katliamının, tecavüzünün, soykırımının dünyanın gidişatını değiştirecek dinamikleri barındırdığını gözlemliyoruz: Öncelikle Batı uygarlığının değerleri, anlam dünyası, ilkeleri ve hegemonyası büyük sarsıntı geçirecek. Batı'nın hem dünya üzerindeki hâkimiyeti ve bunun meşruiyeti enine boyuna, kıyasıya tartışılacak, sorgulanacak bütün Batı dünyasında ve entelijansiyası arasında.

İkincisi, Batılıların kendileri dışındaki dünyalarla kurdukları ötekileştirici, tahakküm kurucu, köleleştirici, husumet üretici itici/dışlayıcı/yoksayıcı/emperyalist ilişki ve iletişim biçimi sorgulanacak. Hem Batı'da hem de bütün dünya ölçeğinde.

Gazze, her şeyin silbaştan gözden geçirilmesini, her şeyin sorgulanmasını, herkesin konumunu, durumunu kıyasıya sığaya çekmesini / eleştiriye tabi tutmasını sağlayan bir mihenk taşı, bir ayna işlevi görecek.

"Batı nedir, Batı'nın felsefî temellerinin anlamı ve meşruiyeti nedir, var mıdır?"; "Batı'nın dünya üzerinde kurduğu hegemonya nasıl gerçekleşmiştir: Temellerinin felsefî olarak sağlamlığından veya Hegel'in söyleyebileceği gibi aşılamazlığından, dolayısıyla nihai zafere ulaşmış olmasından mı mütevellittir Batı uygarlığının neredeyse sorgusuz sualsiz bütün dünyada kabul edilen zihnî hegemonyası, önce zihinlerde kurduğu hükümranlık?

Çağdaş Batı düşüncesinde Batı uygarlığının temelleri sorgulanıyor.

Derrida, Foucault gibi düşünürler ne yapıyorlar?

Bu adamlar Batı uygarlığını yaşatabilmek için köklerini (bazen de cezalandırmak için "dişlerini") söküyorlar.

Dağıtmak, yıkmak, yok etmek değil yapılan, yeniden-inşa aslında.

Kendi dünyalarında yaşadıkları için, bir dünyaları olduğu için yıkılan, yok olan, kaybolan bir şey yok. Her yapı sökümü, her seferinde bir hatanın tespiti ama tamiri değil.

Asıl onlar çuvalladılar.

Ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Dünyalarında yaşıyorlar dedim ama çökmüş bir dünya bu. Nefes alıyor ama nefes veremiyor ve nefes olamayacak bir dünya.

Sadece hâkimiyet üzerinden varlıklarını, daha doğrusu hükümranlıklarını idame ettiriyorlar. Temellerden sarsıldığı, entelektüel merkezin kalmadığı temelsiz, tabansız ve köksüz bir dünyada, kendi dünyalarında, yeryüzü üzerinde kurdukları hâkimiyet sarsıldığı zaman, çok büyük bir kaos çıkacak, kendi dünyaları infilak edecek

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

500. Sayı Ağustos 2024