Seküler Dünyaya İslam'ın Alternatif Hayatını Sunmak Zorundayız , Ramazan Kayacık
Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hedef Noktası

Ramazan Kayacık

Seküler Dünyaya İslam'ın Alternatif Hayatını Sunmak Zorundayız

  • 31 Temmuz 2024
  • 148 Görüntülenme
  • 500. Sayı / 2024 AÄŸustos



İslam, sadece tehlike anında çekilecek valf kolu, zorunlu hallerde kullanılacak ilk yardım çantası değildir. Kavanozlarda saklanan, acıkınca oturup yenecek bir konserve hiç değildir. Modernleşmeye ihtiyaç varsa, İslam'a rağmen değil, İslam'ın ruhundan ayrılmadan gerçekleştirmeliyiz. Çünkü İslam bizim hayatımızın ruhudur. İslam'ı yok sayarak yaşayan birisine Müslüman denilemez. Allah'ı zikretmek tespih dolandırmak değil, İslam'ın ölçülerine göre bir hayat sürmektir.

Hayatı bize veren Allah, hayat rehberimiz Kur'an ve hayatımıza anlam- huzur katacak ilkeleri bize öğreten Efendimiz (sav)'dir. İslam, aldığımız her nefeste ciğerlerimize çektiğimiz oksijenimizdir. Nasıl nefessiz, oksijensiz yaşayamazsak, hayatın tüm alanlarında İslam'ın oksijenini solumadan Müslümanlığımızı devam ettirmemiz mümkün değildir.

Rab olarak Allah'tan, din olarak İslâm'dan, Peygamber olarak Hz. Muhammed (sav)'den, hayat rehberi olarak Kur'an-ı Kerim'den razı olan kimselerden oluşan topluluk ümmet-i Muhammed; Müslüman toplumdur. İman; Allah'ı tanıtır, hayatı hedeflendirir. İslam'ın insanlığa sunduğu hayat formülü ahlaki, ekonomik ve siyasi ilkeleriyle çağlar üstü donanıma sahiptir.

Seküler hayat en kısa anlatımıyla; kafaya göre takılmak, kutsalsız yaşanması gereken bir hayattır. Bu hayat tarzı kısa ölçekte insanı özgürleştiriyor görünse de, çılgınca davranışlara izin vererek geçici zevkler tattırsa da uzun vadede tam bir çıkmaz sokaktır.

İslam'ın hayata bakışını anlamak için İslam'ın emir ve yasaklarına, evrensel insani, ahlaki değerlerine objektif olarak bakmak yeterlidir. İslam'ın sağlamak istediği adalet, özgürlük, hakkaniyet, merhamet. sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için gerekli erdemlerdir. İslam, herkesin hukukunu koruyan, tüm canlıların yaşama hakkını kutsal gören bir dindir.

Sekülerizm, dinin toplum üzerindeki etkisini sınırlamayı amaçlayan, dini inanç ve uygulamaları kişisel bir konu olarak gören ve dini kamusal alandan uzak tutmayı hedefleyen bir düzendir. Ve "Seküler Müslümanlık" diye bir Müslümanlık modeli de yoktur. Böyle bir anlayışın İslam terminolojisindeki karşılığı müşrikliktir. İslam, sekülerizmin anti tezidir.

Son yüz elli yıldır emperyalist çabalar sonunda İslam dünyasının medeniyet yarışını kaybetmesi/elenmesi sonucu bugün sayıları altmış civarında halkının çoğunluğu Müslüman olan devletler ve sözüm ona bazı satılmış devlet başkanlarının marifetiyle kılık kıyafet dâhil birçok alanda seküler dünyanın yaşam tarzları dayatılmış, başka kültürleri taklide zorlanmıştır. Son kertede: "Karga, kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış" atasözünde ifade edildiği gibi Müslümanlar seküler hayat tarzını taklit ederken kendi özgünlüklerini ve doğallılıklarını kaybetmiş durumdalar.

Sekülerizm; manevi değerleri ve vahyin öğretilerini yok sayan, yaşanan hayatı sadece bu dünya olarak ele alan bir sistemdir. Buradan yola çıkarak, sekülerizm "Allah'ın hayata müdahalesini istememek ve yaratıcıya başkaldırı"ysa o zaman sekülerizm aslında düpedüz dinsizlik olmaz mı?

İslam davetçileri, vahyi hayatın dışına iterek insanı dünyevileştirme hedefi sunan seküler akımlarla mücadele edebilmek ve toplumu bu zararlı akımlardan koruyabilmek için, ilmi ve entelektüel donanımlara sahip olmak zorundadırlar

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

500. Sayı Ağustos 2024