"Size ne oldu ki?" (Tövbe, 9/38) Tüm zamanlarda gündemimizde kalması gereken, yaşamın merkezine oturtmamız icap eden hayati bir soru. Kur'an'ın bu sorusu sıradan, okunup geçilecek bir soru değil, insanın iliklerine kadar işleyen, derin izler bırakan aynı zamanda ilham veren bir soru. İnanç, bilinç ve direnç dünyamızı harekete geçiren, ayağa kaldıran bir boyutu var bu sorunun... Bir şahitlik çağrısı, bilinç yüklemesi beraberinde geliyor.
Yeni bir hicri yıla hicran, hüzün ve hasretle girdiğimiz şu günlerde yine mazlum coğrafyalarımızdan gelen acı haberlerle sarsılıyor, üstümüze sinen mahcubiyetlerden nasıl kurtulabiliriz derdi ile kıvranıyoruz.
Zorlu sınavların katlanılmaz ıstırapların girdabında tükenen kardeşlerimizin beklentilerine cevap verememenin ezikliği ile yeni hicri yılı idrak ediyoruz.
Böylesi bir atmosferde yeni bir muhasebenin kaçınılmaz olduğunu düşünürken Kur'an-ı Kerim'de bir soru günlerdir zihnimi tırmalayıp duruyor:
"Malekum/ Size ne oldu ki?" (Tövbe, 9/38)
Yüce kitabımızda defalarca geçen bu soru çok ciddi bir sorgulama sürecine bizleri çekiyor. Oldukça sarsıcı, sorgulayıcı, çarpıcı, titretici, diriltici bir soru:
"Size ne oldu ki?" (Tövbe, 9/38)
Tüm zamanlarda gündemimizde kalması gereken, yaşamın merkezine oturtmamız icap eden hayati bir soru.
Kur'an'ın bu sorusu sıradan, okunup geçilecek bir soru değil, insanın iliklerine kadar işleyen, derin izler bırakan aynı zamanda ilham veren bir soru
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız