Hz. Meryem, anne karnında Yüce Yaratıcıya adanmış, doğar doğmaz mabedde ibadet için Hz. Zekeriya peygamberin himayesine verilmiş; Allah'ın hizmetçisi anlamına gelen "Meryem" ismine uygun bir kulluk sergilemiş; bir başına, kirli bir toplumda temiz kalmasını bilmiş, iffet âbidesi bir hanım olmayı başarmış; bu özellik ve güzellikleriyle Kur'an'da anılmaya ve bir Kur'an suresine isim olmaya layık olmuştur.
Kur'an iki iffet abidesi kahramanı öne çıkarır ve onları kadın erkek herkese örnek olarak sunar: Bunlardan ilki hiçbir dünyevî yaptırımın olmadığı en zor şartlarda ben Allah'tan korkarım diyerek namusunu koruyan Hz. Yusuf, ikincisi de kirli toplumda tertemiz kalmasını bilen Hz. Meryem.
Ä°ffet Abidesi Hz. Meryem
وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِنْ رُوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنْ الْقَانِتِينَ
"Namusunu korumuş olan İmran kızı Meryem de bir misaldir. Ona ruhumuzdan üflemiştik; Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etmişti; o, Bize gönülden itaat edenlerdendi." (Tahrîm, 66/112)
Kur'an'da ismi açıkça geçen tek kadın olan Hz. Meryem ile ilgili daha pek çok ayet vardır. Onlardan bir kısmı şöyledir:
"Kitapta Meryem'i de an. O, ailesinden ayrılarak, doğu yönünde bir yere çekilmişti." (Meryem, 19/16)
"İmran'ın karısı: Ya Rabbi! Karnımda olanı, sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur, doğrusu işiten ve bilen ancak Sensin, demişti.
Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu bilirken :Ya Rabbi! Kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir, ben ona Meryem adını verdim, ben onu da soyunu da, kovulmuş şeytandan Sana sığındırırım, dedi.
Rabbi onu güzel bir kabulle karşıladı, güzel bir bitki gibi yetiştirdi; onu Zekeriya'nın himayesine bıraktı. Zekeriya mabette onun yanına her girişinde, yanında bir yiyecek bulurdu. Ey Meryem! Bu sana nereden geldi? demiş, o da: Bu, Allah'ın katındandır, cevabını vermişti. Doğrusu Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır." (Âl-iImran, 3/35-37)
"Melekler söyle demişti: Ey Meryem! Allah seni seçip temizledi. Dünyaların kadınlarından seni üstün tuttu. Ey Meryem! Rabbine gönülden boyun eğ, secde et, rüku edenlerle birlikte rüku et." (Âl-i Imran, 3/42-43)
"Mahrem yerini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, alemler için bir mucize kılmıştık." (Enbiya, 21/91)
"Meryem oğlunu da annesini de mucize kıldık. Her ikisini de pınarı bulunan, oturmaya elverişli yüksek bir yere yerleştirdik." (Müminûn, 23/50)
Konumuz olan ayette Hz. Meryem'i yine Yüce Allah örnek olarak veriyor. O, bu çarpıcı örneğini de son kitabında anıyor. Kur'an'da kadın adı olarak yalnızca Hz. Meryem'in ismi geçer, hem de otuz dört ayette. Arap kültüründe önde gelen kişiler hanımlarının ve kızlarının adlarını açıkça söylemezler ve onlardan bahsetmek söz konusu olunca "eşimiz, ailemiz, ehlimiz" gibi kinaye lafızlarıyla onları anarlardı. Kur'an da bu geleneğe uyarak mevzu bahis ettiği kadınlardan yalnızca Hz. Meryem ismine yer vermiştir. Çünkü Meryem, sıradan bir kadın değildir. O, kadınların en seçkini, küfürden, günah ve fuhuştan uzak kalmış temiz, iffetli, Allah'ın ikramlarına daha dünyada iken nail olmuş bir örnek hanımdır. (Bkz. Beyyûmî, Dirâsât,III, 280-281) Onun hayatı, kadınlar başta olmak üzere tüm insanlar için sayısız örneklerle doludur. Şöyle ki:
İsrailoğulları Hz. Meryem ve onun babasız dünyaya gelen çocuğu Hz. İsa hakkında ileri geri konuştukları için Yüce Allah onun ismini açıkça zikretmiş, hem de onların iddialarını tamamen geçersiz kılmak ve Hz. Meryem'in dedikodulardan tamamen uzak olduğunu tekildi bir biçimde anlatmak için tekrar tekrar onun ismini açıkça anmıştır
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız