El-Muqsiıt; Zulmü giderip hakla ve adâletle hükmeden, adâleti en üst seviyede ayakta tutan, adâleti ayakta tutmak için Kitap ve Peygamber gönderen, mazlumun hakkını zalimden adâletle alan, her işi dengeli ve birbirine uygun yapan, hesap gününde adâlet tartılarını kuran, hükmünde ve emirlerinde âdil olan, Rabbimizin hiçbir işinin rastgele olmadığını; olup biten her şeyin bir ölçüt ve hakkaniyet çerçevesinde sürdürüldüğünü ifade eder.
EL-MUGSİIT: "Sözlükte "hisse, ölçü, insaflı olma, adâlet, adâletli pay" gibi anlamlar ifade eden qıst, masdar olarak kullanıldığında karşıt anlamlı kelimelerden (ezdâd) olup; hem "adâletli olma, birine hakkını ve payını âdil bir şekilde verme" hem de "adâletsizlik yapma, birine hak ettiği payı vermeme", isim olarak kullanıldığında ise "adâlet/âdil olmak" mânasına gelir." (El-Müfredat, Ragıb el-İsfehânî, "kst" mad. s.608 / Cemhere, İbn Düreyd, c.3, s.26-27 / Âyet ve Hadislerin Işığında Allah'ın İsim ve Sıfatları Esma-i Hüsna, Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ, s.250)
"Lügat anlamı "qıst" kökünden türemiş olan el-Muqsiıt ismi; açık bir şekilde gözle görülebilir, somut adâlet, gerçeğe uygun hükmetmek, dengeyi kurmak, doğru yolu izlemek, bütün yönleriyle açıkça ortaya konmuş hisse anlamlarına gelir." (El-Furuk fi'l-Luğa, Ebu Hilâl el-Askerî, s.411)
"Bir sâın yarısı tutarındaki ölçü birimine de qıst denmektedir. Aynı kökten iqtisât "âdil olma", qast ve qusût "zâlim olma, haksızlık etme", qâsıt "zâlim, haksızlık eden", muqsıt "adâletli, herkese hakkını ve payını âdil bir şekilde veren" anlamındadır. Yine aynı kökten taqsît, "borcu belli zaman dilimlerinde ödenmek üzere eşit miktarlara ayırma" demektir." (El-Müfredat, Ragıb el-İsfehânî, "kst" mad. s.608 / Cemhere, İbn Düreyd, c.3, s.26-27)
"Gıst kelimesinin kök anlamı, birden fazla kişi arasında herhangi bir şeyi eşit bir biçimde paylaşmaktır. Nitekim aynı kökten gelen "Gıstas"; terâzi, mizan anlamına gelir. Mizan ise, herhangi maddi bir şeyi terazinin iki kefesinde eşit bir şekilde tartılıp bölüştürülmesi olayıdır. Mizan tıpkı adâlet gibi eşitleme, orta yolda olma, sağa sola sapmama anlamlarındadır." (Allah'ın Güzel İsimleri Esmâü'l-Husnâ, Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ, s.384-385) Bu konu ile ilgili olarak Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir." (İsrâ, 17/35)
El-Muqsiıt; Zulmü giderip hakla ve adâletle hükmeden,
El-Muqsiıt; Adâleti en üst seviyede ayakta tutan,
El-Muqsiıt; Adâleti ayakta tutmak için Kitap ve Peygamber gönderen,
El-Muqsiıt; Mazlumun hakkını zalimden adâletle alan,
El-Muqsiıt; Her işi dengeli ve birbirine uygun yapan,
El-Muqsiıt; Hesap gününde adâlet tartılarını kuran,
El-Muqsiıt; Hükmünde ve emirlerinde âdil olan,
El-Muqsiıt; Rabbimizin hiçbir işinin rastgele olmadığını; olup biten her şeyin bir ölçüt ve hakkaniyet çerçevesinde sürdürüldüğünü ifade eder.
İmâm-ı Mâturîdî (ra) el-Muqsiıt ism-i şerifi hakkında der ki: "Allah, dünya hayatında hiçbir ayırım yapmadan, kendisine dost ve düşman olan kimseleri rızıklandırmış ve insanların fizikî yapılarına, dost ya da düşman olduklarına dair herhangi bir alâmet, işaret koymamıştır. Ancak ahirette ise, el-Muqsiıt isminin tecellisi olarak dostlarını envâî türde nimetleriyle lütfundan ödüllendirirken düşmanlarını da bundan mahrum bırakacaktır. Bununla da kalmayacak, her birinin fiziki yapısına, kendisine dost ya da düşman olduğuna dair alâmet, bir belirti koyacaktır." (Te'vilâtü'l-Kur'ân, Mâturîdî, c.5, s.13-14)
Ebü'l-Hasan el-Eş'arî (ra) de el-Muqsiıt ismine "âdil" manası verdikten sonra, adlin "yerli yerinde ve dengeli iş görme; hakkaniyetle hüküm verme" anlamlarını göz önünde bulundurmuş olmalıdır ki, ilâhî adâletin iki şekilde gerçekleştiğini kaydeder:
a) Tabiatı dengeli ve ahenkli bir şekilde yaratıp yönetmek,
b) Hakkaniyetle hükmetmektir. (Bkz. Mücerredü'l-Makâlât, İbn Fûrek, s
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız