Rabbimiz gönderdiği kitabı Kur'an ve o Kur'an'ın açıklayıcısı olan Peygamber (sav) hadisleri ile nasıl bir kulluk istediğini de bize belirtmiştir. Bu anlamda kitabımız Kur'an'ımızın önümüze koyduğu bütün emirler ve yasaklar bizden istenenlerin listesidir. Peygamber efendimizin emirleri, yasakları, bize ulaştırılan yaşam tarzına dair bilgileri yine o kulluğumuzun ne olacağı, nasıl yürütüleceğine dair bilgiler bütünüdür.
Rabbimizin bizi yaratma nedeni bellidir. Ona kul olmamızı murad etmektedir. Çölde yarattığından da şehirlerde yaşattığından da kulluk istiyor. Eski çağlarda yarattığı ile yeni çağlarda yarattığı arasında kulluk için yaratılmış olmak aynıdır. Peygamberlerden birinin çocuğu olandan da onu istedi, babasının adı bilinmeyen bir insandan da onu istedi. Kul olmak, bütün insanların eşit paydasıdır. Kul olmak ve kulluğun hakkını vermek kimsenin istisna edilmediği büyük gerçektir. Yer ve zaman farkı olmadan bütün insanlar Allah'ın kulu olarak yaşamak neyi gerektiriyorsa onu yaptıklarında bu dünyada yaratılmanın içini doldurmuş olacaklardır.
Bizi kul olarak yaratan Rabbimizin bizden görmek istediği kulluğun niteliği de onun istediği şekilde olduğunda ona kulluk denebilir. Kul olarak bizim bir kulluk etme şekli belirlememizi sadece boş iş olarak görürüz. Kulluk etmesi gereken biz, kulluğun standartlarını ve ayrıntılarını da belirleyen biz olabilir miyiz? Elbette bunun "asla"dan başka bir cevabı yoktur. Bizden önceki ümmetler böyle bir yanlış işe giriştikleri için şimdi tahrif edilmiş bir dinin mensupları olarak kaldılar. Kulluğun şeklini ancak kulluğu emreden belirler. Tabii olan budur
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız