79. Yılına Giren Bm, Küresel Güçler Ve Filistin , Ahmet Varol
Sayı : 504   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Ä°slam Aleminden

Ahmet Varol

79. Yılına Giren Bm, Küresel Güçler Ve Filistin

  • 30 Eylül 2024
  • 90 Görüntülenme
  • 502. Sayı / 2024 Ekim



BM ve onun selefi olan Milletler Cemiyeti, Batı emperyalizminin doğrudan sömürgecilik döneminden dolaylı sömürgecilik dönemine geçiş sürecinde kendi politikalarını globalleştirmek ve tüm dünyayı kontrol altında tutmak için bağlayıcı bir sistemi hâkim kılması gerektiği fikrinin ortaya çıkardığı iki küresel teşkilattır.

İngiliz emperyalizminin dünyaya hükmetmek amacıyla kurmuş olduğu global sistemin direksiyonuna, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, yine onun bir çocuğu olan ABD geçti. "İsrail" işgal devleti de İngiliz emperyalizminin gayrimeşru bir çocuğuydu. İngiliz emperyalizmi Filistin topraklarında gayrimeşru yollarla ve kirli oyunlarla inşa edilen siyonist işgal devletinin himaye edilmesi görevini Batı emperyalizminin yeni kaptanı niteliğindeki ABD'ye devretmiş ve o da bu konuda üstlendiği sorumluluğu tam olarak yerine getirmiştir.

7 Eylül 2024'te Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatının 79. dönem çalışmaları başladı. Bu dönemde Filistin ilk kez "üye" sıfatıyla çalışmalara katıldı. Çalışmalara katılmasıyla birlikte de "İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarından 12 ay içerisinde çekilmesine" dair bir teklif sundu ve 124 ülkenin desteğiyle kabul edildi. Ama bu, Filistin halkının mağduriyetinin sonlandırılması açısından sahada hiçbir karşılık bulmamıştır. Nitekim BM'nin bundan önce de Filistin halkı lehine bazı kararları oldu ama hiçbiri sahaya taşınmadı. Çünkü bunların tümü göz boyama amaçlıydı. Siyonist işgalin sürmesi için sahada izlenen politikanın kamufle edilmesi açısından bu kararlara ihtiyaç vardı. Biz de bu ayki yazımızda BM hakkında genel bir değerlendirme yaptıktan sonra, uluslararası siyonizmin devletleşmesi sürecinde küresel güçlerin rolü ve onların Filistin'e yönelik politikaları hakkında özet bilgiler vermek istiyoruz.

BM, İkinci Dünya Savaşı'nın galip güçlerinin öncülüğünde oluşturulmuştur. Mahiyet itibariyle İngiliz emperyalizmi öncülüğünde oluşturulan Milletler Cemiyeti'nin daha modernleştirilmiş, geliştirilmiş, etki alanı genişletilmiş bir şekli ve devamıdır. Kuruluş hikâyesine bakıldığında, insanlığın İkinci Dünya Savaşı'nda çok büyük bir sarsıntı geçirdiği ve bir daha bu tür sarsıntılara maruz kalmaması için siyasi hadiseleri belli prensipler çerçevesinde takibe almak ve insanlığın ortak değerlerini küresel çapta hâkim kılmak gibi son derece müspet bir amaçla kurulmuştur. Ancak arka plana baktığımızda görürüz ki emperyalizmin modern bir şekil almasından sonra siyasi egemenliklerini globalleştirme hevesi içine giren güçler, kendi politikalarını etkili hale getirmek ve üretecekleri projelere meşruiyet kazandırmak, aynı zamanda oluşturulan yeni global sisteme uyulmasını zorunlu hale getirmek için yaptırım ve baskı araçlarını kullanmak kastıyla böyle bir kurumdan yararlanmayı amaçlamışlardır. Teşkilatın sahadaki tavırlarına baktığımızda bunun tahakkuk ettiğini söylememiz mümkündür. Bu yönüyle BM, doğrudan sömürgecilik döneminden dolaylı sömürgecilik dönemine geçişte egemen güçlerin politika ve stratejilerini dayatmalarının bir aracı olarak kullanılmıştır.

Bu yönüyle BM ve onun selefi olan Milletler Cemiyeti, Batı emperyalizminin doğrudan sömürgecilik döneminden dolaylı sömürgecilik dönemine geçiş sürecinde kendi politikalarını globalleştirmek ve tüm dünyayı kontrol altında tutmak için bağlayıcı bir sistemi hâkim kılması gerektiği fikrinin ortaya çıkardığı iki küresel teşkilattır.

Diğer yandan siyonizmin ideolojik temelini oluşturan ve örgütlenmesine yardımcı olan da Batı emperyalizmidir. Siyonizm ideolojisinin fikri altyapısını oluşturmakta ve örgütlenmesine yardımcı olmakta iki önemli amacı vardı. Birincisi: Yüzyıllardan beri Avrupa toplumlarında sorun kaynağı olan ve antisemitizm adı verilen sosyolojik sorunun devam etmesine gerekçe oluşturan Yahudi unsurları bu toplumlardan tasfiye ederek kendileri için belirlenecek bir coğrafya parçası üzerinde toplanmalarını sağlamak. İkincisi: İslam toplumlarına yönelik fitne politikalarını organize etmek, krizleri yönetmek, denge politikalarını takip etmek ve İslam coğrafyasının parçalanmasıyla ortaya çıkarılacak ülkelerin kendi aralarında ittifak kurmalarını engelleyecek yapay problemlerin etkili olarak kalmasını sağlamak için bir kriz merkezi oluşturmak

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

502. Sayı Ekim 2024