Mâlikü'l-Mülk; Dünya ve ahiretin mülküne sahip olan, dünya ve ahiretin hükümranlığına sahip olan, bütün kâinatın üzerinde mutlak tasarruf yetkisine sahip olan, malı, nimeti ve otoriteyi elinde tutan ve dilediğine veren, bütün varlıkların yegâne sahibi olan, izzet ve şerefin yegâne sahibi ve onu dilediğine verendir.
Kâinatı tabakalara ve sistemlere ayıran kim ise, bedenimi organlara taksim eden de yine odur. Ben, misafir olduğum bu âlemde hiçbir şeye müdahale edemediğim gibi, bana emanet verilen bu beden mülkünü de kendi keyfimce kullanamam. Her ne kadar bana cüz-î irade verilmişse de, bu bir imtihan içindir. Benim vazifem o iradeyi, bütün mülk âleminin yegâne Mâliki ve sahibi olan Allah'ın rızasına uygun olarak kullanmaktır.
MÂLİKÜ'L-MÜLK: Sözlükte "güç yetirmek, hâkimiyet kurmak, sahip olmak, tasarrufta bulunmak" manasındaki mülk (melk ve milk) mastarı Kur'an-ı Kerim'de isim olarak "duyular âlemindeki bütün cisimleri kuşatan varlık alanı ve bunlar üzerindeki hükümranlık" anlamında kullanılır.
"Sözlükte "mâlik ve sahip olmak, elinin altında bulundurup tek başına tasarruf etmek" manasındaki mülk (melk, milk) kökünden türemiş bir sıfat olan melîk "görünen ve görünmeyen âlemlerin sahibi" demektir." (T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, c.29, s.50)
El-Mâlik; "Mülkün sahibi ya da sahip olduğu mülkünde tasarruf yetkisine sahip olan" demektir.
Mülk; "O'nun emir ve fiiliyle tasarrufta bulunulan şeydir." (Allah'ın Güzel İsimleri Esmâü'l-Husnâ, Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ, s.375)
Milk; "Sanki mülkün bir cinsi mesabesindedir. Çünkü her mülk aynı zamanda milktir ve fakat her milk, mülk değildir." (Esmâ-i Husna Şerhi ve İnsan Üzerindeki Tecellileri, Prof. A. Hüseyin Akil, s.804) Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki:
وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِا?لِهَةًلَايَخْلُقُونَشَيْ?ٔاًوَهُمْيُخْلَقُونَوَلَايَمْلِكُونَلِاَنْفُسِهِمْضَراًّوَلَانَفْعاًوَلَايَمْلِكُونَمَوْتاًوَلَاحَي?وةً وَلَا نُشُوراً
Meali: "İnkâr edenler, Allah'ı bırakıp hiçbir şey yaratamayan, aksine kendileri yaratılmış bulunan, bizzat kendilerine bile bir zarar ya da faydaları dokunmayan, ölüm, hayat ve ölümden sonra yeniden diriliş de ellerinde olmayan (sahte) tanrılar edindiler." (Furkan, 25/3)
Mâlikü'l-Mülk; Dünya ve ahiretin mülküne sahip olan,
Mâlikü'l-Mülk; Dünya ve ahiretin hükümranlığına sahip olan,
Mâlikü'l-Mülk; Bütün kâinatın üzerinde mutlak tasarruf yetkisine sahip olan,
Mâlikü'l-Mülk; Malı, nimeti ve otoriteyi elinde tutan ve dilediğine veren,
Mâlikü'l-Mülk; Bütün varlıkların yegâne sahibi olan,
Mâlikü'l-Mülk; İzzet ve şerefin yegâne sahibi ve onu dilediğine verendir.
Ragıb el-İsfahânî (ra), melik isminde akıl sahibi canlılara emir ve yasaklarıyla hükmetme manası bulunduğuna dikkat çeker ve "insanların meliki" (Nâs, 114/2) denmesine karşılık "nesnelerin meliki" vb. bir ifadenin kullanılamayacağını söyler. (Bkz. Müfredat, Ragıb el-İsfahanî, "mlk" md.)
"Esmâ-i Hüsna müellifleriyle, kelâm ve tefsir âlimleri Melîk ve Mâlik isimlerinin manalarını "görünen ve görünmeyen âlemlere, dünya ve ahiret hayatındaki her şeye gerçek anlamda ve hiçbir şartla mukayyet olmayarak hâkim ve kâdir olup dilediği gibi tasarrufta bulunma" noktasında yoğunlaştırmışlardır." (Te'vîlâtü'l-Kur'ân, Maturidi, Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 40, vr. 75b.)
"Her melik, mâliktir, ancak her mâlik melik değildir." (Ayet ve Hadislerin Işığında Esma-i Hüsna, Doç
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız