Merhabalar Kıymetli Okurlarımız: , Ribat Dergisi Editör
Sayı : 502   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhabalar Kıymetli Okurlarımız:

  • 30 Eylül 2024
  • 59 Görüntülenme
  • 502. Sayı / 2024 Ekim

Her insan, doğası itibarıyla farklıdır. Allah Teâlâ her ?eyi ile aynı iki insan yaratmamı?tır. Allah'ın yaratma sıfatı her insanda ayrı ayrı tecelli eder. Bu durum insanın fiziksel özelliklerinin ötesinde duygu, dü?ünce, inanç ve ahlak dünyasına hatta tüm hayat tarzına yansır. İnsanı farklı ve değerli kılan da bu özelliğidir. Bu farklılık onun ilmi ve siyasi tutumlarında da görülebilir. Bu sebeple aynı din mensupları arasında ilmi ve siyasi konularda farklılıkların olması her zaman görülebilecek bir durumdur.

İslam düşüncesinde meydana gelen ihtilafların, ilmi ve siyasi tartışmaların ortaya çıkışını hazırlayan sebeplerin en ba?ında ve temelinde insan gerçeği yatmaktadır. Düşünen, akleden ve ilahi hitaba muhatap bir varlık olan insan; duygu, tutum, karakter vb. farklılıklara sahiptir. İnsanın bu özellikleri, fikir ihtilaflarını meydana getiren tüm diğer sebeplerin de kaynağıdır. Dolayısıyla insan var oldukça çok tabii olarak farklı düşünme, anlayı?, muhalefet ve yorumlar da olacaktır.

Kur'an'ın birçok ayeti okumayı, düşünmeyi, böylece hakikati, gerçek ve doğruyu bulup kabul etmeyi emreder. Bu durum, düşünen insanın düşündüğünü açıkça ifade etmesinin de emridir. İnsanın dü?ünüş ve anlayışlarının birbirinden farklı olabileceği, bu sebeple de değişik neticelerin ortaya çıkacağı muhakkak olduğuna göre ihtilaf kendiliğinden var olacak demektir. Ancak unutulmamalıdır ki Kur'an-ı Kerim'i tanımak, anlamak ve doğru bir ?ekilde yorumlayabilmek belirli düzeyde İslami ilimler bilgisi gerektirir. Dolayısıyla ilmi konularda muhalif fikir ortaya koyma tefsir, hadis, fıkıh gibi ilimlerin belirlemi? olduğu kurallar çerçevesinde yapıldığı takdirde isabetli olacaktır.

Fikirlerimize ve bilgilerimize yönelik dostlarımızın muhalefetini dikkatli bir şekilde dinlemeliyiz. Hem ilmi hem de siyasi alanda başkalarına yönelik muhalefetimizde öncelikli olarak muhalefet ahlakımızı gözden geçirmeliyiz.

Şimdi hep birlikte Rabbimizin kelamından sadece üç ayet mealini okuyup derin derin muhalefet ahlakımız üzerinde düşünelim:

"Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (Hucurat, 49/6)

Hz. Aişe ile ilgili olarak: "Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Hâlbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur. Onu duyduğunuzda, bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır, demeli değil miydiniz?" (Nur, 24/15-16)

"Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; hâlbuki onu, Rasul'e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin iç yüzünü anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi." (Nisa, 4/83)

Unutmayalım ki, ölçüsüz ve hedef gözetilmeksizin ve haksız yere yapılan muhalefet olumlu değişimlere zemin oluşturamayacağı gibi, bireyler arasında mesafe ve buğzun ortaya çıkmasına da sebep olabilir. İlmi ve siyasi hayatımızdaki muhalefet üslubumuz incitici ve yaralayıcı bir niteliğe sahip. Ümmetin ortak değerleri olan, toplumumuzun önündeki kanaat önderlerimize, hocalarımıza ve siyasilerimize muhalefet ederken çok acımasız bir tavır takınabiliyoruz.

Hayatın birçok alanında olduğu gibi ilmi ve siyasi muhalefet ahlakımızda da nebevi ölçüleri kaybetmişiz. Yeryüzünün en nezaketli ve kibar insanı olan Efendimizin nezaket ve ince ruhluluğunu birbirimizden esirgiyoruz.

Muhalefet usul ve üslubumuzda nebevi ölçüleri dikkate almak, sözümüze güç katacak, bireysel ve toplumsal tekâmülümüze olumlu katkılar sağlayacaktır.

İlmi ve siyasi muhalefetimizin doğruya ulaşmamıza, fikirlerimizin ve hizmetlerimizin tekâmülüne vesile olması duasıyla bu sayımızda sizlerin huzuruna"İlmi ve Siyasi Muhalefet Ahlakımız" dosyasıyla çıkıyoruz.

Elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan makaleleri için değerli yazarlarımıza, teşekkürlerimizi arz ediyor, siz vefalı, kıymetli, fedakâr okurlarımızı dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

Kasım sayımızda buluşmak umuduyla Allah'a emanet olunuz.

502. Sayı Ekim 2024