Muhalefet Ahlâkla Doğruya Ulaşır , Mustafa Çelik
Sayı : 502   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hususi Fikirler

Mustafa Çelik

Muhalefet Ahlâkla Doğruya Ulaşır

  • 30 Eylül 2024
  • 77 Görüntülenme
  • 502. Sayı / 2024 Ekim



Bugün Müslümanlar arasında vuku bulan ayrılıkçı, ayrıştırıcı akımların, bir ihtilaftan öte bir fitne olarak İslam'ı ve Müslümanları dünya kamuoyu önünde ne derece rencide ettiği hepimizin malumudur. İslam dünyası üzerinde topyekûn umutsuzluğa yol açmaktadır. Müslümanlar dışarıdan ve içeriden meydana gelecek toplumsal çözülmelerden korunmak için aralarında vuku bulacak ihtilafları serinkanlılıkla, bir itidal ve ahlak temelinde olgunlukla konuşabilmelidirler. Ahlakı kuşanmadan ihtilafları rahmete dönüştürmek mümkün değildir.

Muhalefet esnasında ahlâka riayet etmemek, yaşam akışını inkâr etmektir; hayata saygısızlık yapmaktır, insandan umut kesmektir. İnsanı yanlışı ile eşitlemek doğru değildir. İnsan işlemiş olduğu yanlıştan her an dönebilir. İnsan kasıyla işlediği kötülükten kalbiyle istiğfar edebilir. Kasıyla işlediğinin fotoğrafı vardır, görebiliriz. Ama kalbi ile işlediğinin fotoğrafını göremeyiz, onu Allah görür ve bilir.

Allah'ın arzında muhalefet tek taraflı değil, iki taraflıdır. Muhalefet esnasında muhatap önemlidir. Müslümanın bazen ihtilaf halinde muhatabı kâfir olur, gayr-i müslim olur. Bazen de muhatabı Müslüman olur. Dolayısıyla her ikisine de aynı muamele yapılmaz. Hakeza eğer muhatap kâfir ise; Harbi olan kâfirle harbi olmayan kâfire de aynı muamele yapılmaz. Çünkü Rasûlüllah (sav)'in Ebu Cehil ile Ebu Talib'e yaptığı muamele aynı olmamıştır. Bunun da bilinmesi gerekir.

Muhalefet ve ihtilaf kelimeleri farklı anlam içeriklerine sahip olsalar da aynı kökten h-l-f (half) kavramından türetilmiş birer mastardırlar. Rağip el isfahani (ra) ihtilaf ve muhalefet kelimelerini "sözde ve tutumda birinin diğerinden başka bir yol takip etmesi, bir tutum takınması" (el-Mufredat Fi Gatibi'l Kur'an, Sh: 294, Daru'l Kalem/2009) şeklinde açıklamıştır. Şerif Cürcani (ra) de ihtilafın kökeni olan hilafı; "iki muarızın hakkının tespiti, batılın da iptali için şer'i delil getirme gayreti"(et-Ta'rifat, sh: 169, Kahire/ 2007) olarak vermiştir. Her tartışmada esas, gerçeği anlama, "hakkı tebit, batılın iptal" gayreti olmalıdır. Münazarada, münakaşada, muhalefette edep ve adaba riayet etmeyi gereksiz görüp haktan sapmak, bir nifak alâmetidir. Muhalefet, ahlaka rivayetle tekâmül merdivenine dönüşür.

İhtilaf, insanlar arasında yaşanan görüş ayrılıklarına işaret eden bir kavram olarak tarihin her döneminde tezahür eden bir olgudur. Esasen her insan diğerinden farklıdır ve değişik özellikler taşır. Herkesin kabiliyeti, yaklaşım tarzı birbirinden farklıdır. Bu sosyal hayatın bir gerçeğidir ve hayatın devamı için de bir gerekliliktir. Allah Teâlâ, insana "Halife" ismini layık görmüştür. Şüphesiz insan yeryüzünün halifesi olarak yaratılmıştır. Allah-û Teâlâ buyuruyor:

"Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti. Onlar: Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz, demişler. Allah da, Ben sizin bilmediğinizi bilirim, demişti." (Bakara, 2/30)

Herkes, "Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?" (Bakara, 2/30) diyen meleklerin bunu nerden bildiğini merak ediyor. Bu konuda birçok görüş beyan ediliyor. Fakat bize görünen, söylenenlerden farklıdır. Aslında melekler bunu, manası ve muhtevasıyla "Halife" lafzından anladılar. Zira halife lafzı, haddi zatında bütün bu anlamları bünyesinde taşıyor. Çünkü "Halife" lafzı muhalefetten gelir, ihtilaftan gelir. Muhtelif haller ifade eder. Bu da doğal olarak beraberinde mücadeleyi, çekişmeyi, savaşmayı getirir. Nitekim bu durum ilk insan Hz. Âdemin oğullarından başlayarak günümüze kadar devam ediyor ve devam edecektir.

Melekler yaratılanın yeryüzü halifesi olduğunu duyunca bunun sonucunun ihtilaf, muhalefet ve çekişme olduğunu gayet iyi bildiler. Bu nedenle halife olarak yaratılmış olan insanın bu halinin değişmesini kimse beklememelidir. (Bkz.Hud, 11/118-119)

Müslümanlar arasında dahi ilk ihtilaf halifelikten, halifeliğin kimin hakkı olduğundan ortaya çıkmıştır. Saklamanın manası yok sahabe-i kiram da şaşırtıcı bir biçimde bu konuda ihtilaf etmiştir. Çünkü haddi zatında halifelik ihtilaftır, muhalefettir. Mesela halife ile imam aynı olarak bilinir fakat burada tam zıt bir mana var. İki kişiden biri imam yani önde ise diğeri ona haleftir, halifedir. Örneğin ümmet Hz. Ali`ye "İmam Ali" demiş ama bazıları ısrarla halifeliğin elinden alındığını söyleyerek onun haksızlığa maruz kaldığını iddia ediyor

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

502. Sayı Ekim 2024